31 Mayıs 2009 Pazar

Hangi Saç Rengi Size Yakışır

Annelerimiz zamanında saçlar sarıya boyanır ya da meç yapılırdı. Şimdi öyle mi ya? Renklerden renk beğen. Peki ama onca renk tonundan hangisi size en çok yakışır? O renge uygun makyaj nasıldır?

Ateş kızılı veya, altın sarısı yada klasik koyu renk saç renginden hangisi size en çok yakışır? Eğer saçlarınızda farklı renkleri denemeyi seviyor ama bir yandan da görünümünüzü riske atmak istemiyorsanız, bu önerilere kulak verin.

Kızıl / kırmızı sizin için doğru renk mi?

Aşağıdakilerden en az ikisi size uyuyorsa, saçlarınızı kızıl renge boyatmak iyi bir fikir olabilir.
Cilt renginiz pembe tonlarını barındırıyorsa...
Saçlarını kırmızı yapmak isteyen pek çok kadın için kırmızının doğru tonunu bulmak mümkün, ama cilt rengi açık veya pembeye dönük olanlar kırmızı en iyi taşıyanlar. Eğer cildiniz buğday ya da esmer tonlardaysa, o zaman size uygun kırmızı tonunu bulmakta zorlanmanız çok mümkün.

Dikkat çekmekten hoşlanıyorsanız...
Kırmızı/kızıl, insanların dönüp size bakmalarına neden olabilecek bir renktir. Rengi taşımak ve bakışlardan rahatsız olmamak için kendinden emin bir tip olmalısınız.

Saçlarınız bakımsız değilse...
Eğer saçlarınız çok kuru veya yıpranmışsa, sağlıklı saçlarda bile çok çabuk akan kızıl boyanın kalıcılığı, sizin saçlarınızda daha bile az olacaktır. Saçlarınıza iyi bakarsanız; yani haftada bir bakım yapar, düzenli olarak uçlarından kestirir ve şekillendirirken fön, maşa gibi şekillendiricileri her gün kullanmazsanız, boyanın canlı olması olasılığını arttırmış olursunuz.

Kırmızı rengi muhafaza etmenin yolları:

Saçlarınızı olabildiğince az yıkayın. Bunun anlamı, ideal olarak haftada ikidir. Ancak saçlarınız yağlı ya da çok inceyse gün aşırı yıkamak da uygundur. Yıkarken asla s.cak suyla yıkamayın, ılık suyu tercih edin.

Sert şampuanlardan kaçının. Çoğu kepek şampuanı boyalı saçlarda daha da sert bir etki yapar ama kızıl saçlar için ölüm gibidir, saçın rengini atması çok daha hızlı olur.

Kuaförünüzden boyanın kalıcılığını artıran bakımlardan uygulamasını isteyebilirsiniz.

Kızıl/kırmızı saç boyası diğer boyalara göre daha çabuk okside olur. Bu nedenle açık havada uzun süre kalacaksanız, UV filtresi içeren bir şekillendirici kullanın, ya da bir şapka ya da eşarp takın.

Patlıcan moru tonlarının sizi baştan çıkarmasına izin vermeyin. Mora dönük kızıllar doğal görünmez ve çoğu zaman da kişiye yakışmaz. Kırmızı tonunu seçerken, bakır, kahverengiye
dönük kızıl vs gibi tonları tercih edin.

Kızıl saçlılar için makyaj önerileri:

Koyu renk, dumanlı göz makyajından kaçının.
Pembe dudak boyası ve allık, kızıl saçlılara çok yakışır.
Kaşlarınızı saç renginize boyatmayın; çünkü tuhaf görünür.


Sarı sizin için doğru renk mi?
Aşağıdakilerden en az ikisi size uyuyorsa, saçlarınızı kızıl renge boyatmak iyi bir fikir olabilir.

Çocukken sarışındıysanız...
Çocukken saçlarınız açık renk idiyse, özellikle de yazları açılıyorduysa, muhtemelen yetişkenken de sarışınlık size yakışacaktır.

Düzenli bakımın ücretini karşılayabilecekseniz...
Sarışın olmak hiç de ucuz bir işlem sayılmaz. Sarışınlığı üzerinizden hiç çıkartmadığınız bir aksesuar olarak düşünün. Bu nedenle uygun ürünler ve gerektiğinde rötuşlarla onu en iyi şekilde muhafaza etmeniz gerek. Bu da mali açıdan sizi sarsabilir.

Erkeklerin ilgi odağı olmak sizi rahatsız etmeyecekse...
Sarışınlığın bu kadar popüler olmasının en büyük nedeni fark edilir bir renk olması ve çoğu erkeğin kadında sarışınlıktan hoşlanması.

Sarı rengi muhafaza etmenin yolları:

Boyayı evde kendiniz yapacaksanız, s.cak tonlardan (altın ya da bal rengi gibi isimleri olabilir) ziyade, soğuk, nötr tonları tercih edin. s.cak tonlarda bir boya saçların turuncuya
dönük bir sarıya dönüşmesine sebep olabilir.

Alkolden kaçının. Sarışınların çoğu kuru, mat saçlardan şikayet eder. Yüksek oranda alkol içeren ürünler kullanmak bu durumu daha da ciddi bir problem haline getirebilir. Peki alkol
hangi ürünlerde mevcuttur? Saç spreyi, saç jeli ve köpüğü. Bu nedenle saç ürünleri satın alırken ambalajı mutlaka okuyun.

Beyazlaştırma işini dişlerinize saklayın, saçlarınızı o kadar açık renk tonlara boyatmayın. Platin tonları hoşunuza gidiyor olabilir ama bu sizi yorgun gösterir. Ama altın rengi zemin
olarak kullanıp üzerine çok açık tonlarda sarı attırabilirsiniz.

Eğer saçlarınızı, kendi doğal renginin iki ton açığına boyatacaksanız, evde boyamayın, mutlaka bir salona gidin. Ne de olsa yürüyen bir muza dönüşme riskini almak istemezsiniz.

Eğer boya zamanınız geldiyse ama o an vaktiniz ya da paranız yoksa, dipten çıkan koyu renge bakıp kendinizden nefret etmektense, koyu, küllü sarı tonlarında bir boya alıp, bir diş
fırçasıyla sadece diplere uygulayın ve bu boyayı saçınızda 3 dakikadan fazla tutmayın. Bu, saç diplerinin koyu renginden kurtulmanızı sağlar ve size birkaç haftalık zaman kazandırır.

Sarı saçlılar için makyaj önerileri:

Şeftali tonları sarışınlara çok yakışır.
Kırmızı dudak boyası kullanacaksanız, parıltılı bir kırmızı ruju daha ziyade geceleri kullanmayı tercih edin.
Siyahtan ziyade kahverengi rimel kullanın. Bu, saç renginizle daha az kontrast oluşturur.


Kahverengi sizin için doğru renk mi?
Aşağıdakilerden en az ikisi size uyuyorsa, saçlarınızı kızıl renge boyatmak iyi bir fikir olabilir.

Saçlarınız mat bir kahverengi ise...
Doğal saç renginiz, zengin kahve tonlarından uzak, donuk bir tondaysa, ışıltılı, koyu bir kahve size yakışacaktır.

Fazla uğraştırmayacak bir renk arıyorsanız...
Eğer doğal saç renginiz çok açık sarı değilse, kahverengi saçların bakımı çok kolaydır. Hatta evde kendiniz bile yapabilirsiniz, hata payı çok düşüktür.

Saçlarınız yıpranmış ve matsa...
Koyu renk boyalar ışığı en iyi şekilde yansıtır, saç kırılmalarını saklar ve saçlardaki yıpranmışlık görüntüsünü en aza indirger.

Kahverengi muhafaza etmenin yolları:

Seçtiğiniz kahve tonunu saç kesiminize uydurun. Saçlarınız bir boydaysa, daha koyu bir kahve kullanın ki, rengin etkisi artsın. Eğer saçlarınız kısa ya da çok katlıysa, o zaman uçları biraz daha açık boyayın. Böylece boyadaki dalgalanma, saç kesiminizi de belirginleştirir.

Uçlarda gezinin. En çok dikkat çeken esmer saçlılar, ya çok koyu, ya da çok olanlardır. Eğer saç renginizin tonu ortalarda geziniyorsa, o zaman boya çok da başarılı sayılmaz.

Saçlarını evde boyayanların en sık yaptığı hata, çok s.cak tonda bir kahverengi uygulamaktan kaynaklanan turuncumsu renk. Eğer altın-kahve tonlarının peşindeyseniz, bir kutu altın kahve, bir kutu da nötr kahverengi boya alıp bu ikisini birbirine karıştırın ve karışımı saçlarınızda kullanın.

Mümkünse saç spreyinden uzak durun. Hiçbir şey, pırıl pırıl parlayan kahverengi saçların parlaklığını saç spreyi kadar çabuk yokedemez. Eğer illa böyle bir şekillendirici kullancaksanız, o zaman mutlaka parlaklık veren bir serum da kullanın.

Siyahtan uzak durun. Eğer saçlarınızın kahverengini , koyu kahvenin de ötesinde koyu bir renge boyamak istiyorsanız, mutlaka bir kuaför salonuna gidin. Saçınızı bir kere mavi-siyaha boyadınız mı, geri dönüş yoktur. Bundan sonra rengi açmanın tek yolu, hem cebinizi, hem de saçlarınızı yıpratacak okkalı bir kuaför işlemidir.

Kahverengi saçlılar için makyaj önerileri:

Bol bol siyah renk rimel kullanın. Koyu renkteki saçlarınızı dengelemek için koyu renk kirpiklere ihtiyaç duyacaksınız.

Göz makyajınızda renklerle istediğiniz gibi oynayın. Saç renginiz dramatik bir makyajla iyi görünür.

Koyu renkteki saçlarınız, cildinizi solgun gösteriyorsa, ihtiyacınız olan şey ışıltılı bir bronzlaştırıcıdır. Guerlain''in Terracotta''sı tarzı bir şeyler deneyebilirsiniz.

Her Çeşit Saç için Saç Maskeleri

ZEYTİNYAĞI MASKESİ
Malzemeler:
5 çorbakaşığı zeytinyağı
2 yumurta
Bone

Yapılışı:
Zeytinyağı ve yumurtaları karıştırıp saçınıza iyice uygulayın. Daha sonra saçlarınızı boneyle ya da streçle örtün. 15 dakika beklettikten sonra iyice durulayın.

BALLI VE ZEYTİNYAĞLI MASKE
Malzemeler:
3 çorbakaşığı zeytinyağı
2 çorbakaşığı bal
Bone

Yapılışı:
Zeytinyağı ve balı karıştırıp saçınıza iyice uygulayın. Daha sonra saçlarınızı boneyle ya da streçle örtün. 15 dakika beklettikten sonra şampuanlayıp iyice durulayın.

DERİNLEMESİNE TEMİZLİK VE PARLAK GÖRÜNÜM İÇİN
Malzemeler:
1 fincan taze sıkılmış limon suyu veya sirke

Yapılışı:
Saçlarınızı şampuanladıktan sonra bir fincan limon suyu ya da sirkeyi saçlarınıza döküp, masaj yaparak iyice yedirin. Ardından saçlarınızı durulayın. Saç kremi sürün ve yıkayın. Bu, saçlarınızdaki tüm kiri alır ve saçlarınıza nefis bir parlaklık verir. Bu yöntemi 2 haftadan önce tekrarlamayın.

KEPEKLİ, DÖKÜLEN YA DA İNCELEN VE KIRILAN SAÇLAR İÇİN
Malzemeler:
Çemen tohumu

Yapılışı:
Çemen tohumlarını çektirin ve geceden suya yatırın. Elde ettiğiniz macunu saç derisine masaj yaparak sürün ve 15-20 dakika bırakın. Yumuşak bir şampuanla yıkayın. Bu macun kepek, dökülen, incelen, kırılan saçlar ve kellik gibi sorunlara iyi gelir.

YUMUŞAK VE PARLAK SAÇLAR İÇİN
Malzemeler:
Çeyrek fincan elma sirkesi
Bir çorba kaşığı şifalı ot, probleminize göre ihtiyacınız olan otu aşağıdaki listeden seçin:

Genel saç bakımı için: Biberiye yaprakları, ısırgan, dulavratotu kökü, mürver çiçekleri
Kuru saçlar için: Papatya, kara kafes otu kökü, ısırgan, mürver çiçekleri
Yağlı saçlar için: Limon kabukları, nane, limon otu

Yapılışı:
Saçınıza uygun otu, yeter miktarda kaynayan suya atın ve yarım saat tutun. Buna çeyrek fincan elma sirkesini de ekleyerek iyice karıştırın. Saçlarınızı şampuanlayın. Karışımı saçlarınıza tekrar tekrar dökün.

PARLAK SAÇLAR İÇİN
Malzemeler:
Bir portakal
1 çorbakaşığı bal
Birkaç damla sandalağacı yağı

Yapılışı:
Portakalın suyu, su, bal ve sandalağacı yağını karıştırın. Bunu şampuan sonrası durulamada kullanın.

YIPRANMIŞ SAÇLAR İÇİN
Malzemeler:
Bir muz
Birkaç damla badem yağı

Yapılışı:
Muzu badem yağıyla karıştırın ve saçlarınıza masaj yaparak uygulayın. 15 dk kadar saçınızda bıraktıktan sonra, maden suyuyla durulayın. Ardından şampuanlayıp saç kremi sürün.

KURU SAÇLAR İÇİN
Malzemeler:
Bir çorbakaşığı bal
Yarım fincan tam yağlı süt

Yapılışı:
Balla sütü karıştırıp saç derisine masaj yapın ve 15 dk bırakın. Yumuşak bir şampuanla yıkayın.

DÖKÜLEN SAÇLAR İÇİN
Aşağıdaki malzemeler tek bir maske için değil, farklı maskelerde kullanılmak üzeredir. Bu nedenle yapılışları okursanız, her birinin ayrı maskeler olduğunu göreceksiniz.
Malzemeler:
Zeytinyağı
Bal
Tarçın
2 yumurta
Alfalfa
Ispanak
Kişniş
Badem yağı
Öncelikle yeşil yapraklı sebzeler, havuç, mango, kuru kayısı, tahıllar, brüksel lahanası ve mercimek içeren protein açısından zengin bir diyetle beslenin.

Yapılışı:
Maske 1: Zeytinyağı, bal ve tarçını karıştırarak bir macun hazırlayın. Bunu saç derisine masaj yaparak yedirin ve 15 dakika tutun. Yumuşak bir şampuanla yıkayın. Haftada 3-4 kez tekrarlayın.
Saçları uzatmak için: Her gün alfalfa, taze ıspanak ve taze kişniş sularını karıştırıp için. Bu, saçlarınızın daha çabuk uzamasını sağlar.
Maske 2: Günde 2-3 kez saç derisine badem yağı sürün. Bu saçlarınızın daha fazla dökülmesini engeller.

KIRILAN SAÇLAR İÇİN
Malzemeler:
Hindistancevizi yağı
Misket limonu suyu

Yapılışı:
Haftada iki kez, misket limonu suyuyla karıştırdığınız hindistancevizi yağını saçlarınıza sürün.

ELEKTRİKLENEN SAÇLAR İÇİN
Malzemeler:
Bal

Yapılışı:
Bir çorbakaşığı balı bir litre suyla karıştırıp, bunu şampuandan sonra durulama suyunda kullanın. Saçınızı her yıkadığınızda kullanın.

Kadın ve Erkek Saç Şekilleri

KADINLARDA SAÇ ŞEKİLLERİ

KISA, YUVARLAK, KIVIRCIK SAÇ
Saçları düz olduğu halde kıvırtarak kısa ve yuvarlak kesen insanların, kendilerini sıkıntıya sokmak istemeyen, biraz da havai kadınlar olduklarından emin olabilirsiniz. Böyle kadınlar canlı ve hareketlidirler. Sudan şeylerden bahsetmesini severler. Bu onların akılsız olduğunu göstermez. Bilakis, zeki ve akıllıdırlar ve icap ettiği zaman akıllarını kullanmasını bilirler. Yalnız kendilerini sıkıntıya sokmak istemezler.
TOPUZ
Saçlarını gergin olarak toplayıp topuz yapan kadınlar ekseri soğuk, sert ve titiz olurlar. Kendi kendilerine karşı müsamaha göstermedikleri gibi başkalarına karşı da müsamaha göstermezler. Alışılmamış, değişik şeyleri kabul etmek istemezler. Topluluk ve kalabalıktan hoşlanmadıkları gibi arkadaşları da yoktur ve kendi başlarına kalmayı tercih ederler.
KAHKÜL
Saçlarını alınlarının üzerinde kırkma gibi kesen kadınlar şen ve akıllıdırlar. İltifattan hoşlanırlar. Sadıktırlar ve hislerinde ifrata kaçarlar. Ekseri tatlı dilli olmakla beraber zamanında acı konuşmasını da bilirler.
ERKEKÇE KISA SAÇ
Saçlarını bir erkek gibi kısacık keserek dümdüz bırakan kadınların tabiatında da biraz erkeklik vardır. Böyle kadınların kıyafetlerinin de erkekliğe kaçtığını görürüz. Daha ziyade erkeklerin yaptığı işlerde çalışır, erkeklerin yaptığı her işi yapabildiklerini ispat etmeye kalkışır ve durmadan "keşke erkek olsaydım!" derler.

ERKEKLERDE SAÇ ŞEKİLLERİ

KISA SAÇ
Saçlarını iyice kısa kesen bir erkek nefsinden emin ve kudretlidir. Sanattan ancak yüzeysel bir zevk alır. Hafif eserleri dinleyip dansetmesini çok sever. Fakat herhangi bir müzik aletini çalmasını öğrenmek aklından bile geçmez. Zaman zaman aptalcasına inatçı olur. İnsanları sevmez ve insanların iyi olabileceğine pek inanmaz.
UZUN SAÇ
Saçlarını ensesine kadar uzatan erkeklerin sanat müptelası olduklarından asla şüphe etmemek lazımdır. Bu gibi kimseler herhangi bir sanat dalında ellerini denemeden rahat edemezler. Nazik ve hassas olurlar. Sevdikleri işi ciddiye alır ve çok zaman sadakat gösterir.
YAPIŞIK SAÇ
Saçları kabarmadığı halde briyantini fazla kullanan kimseler kararsız tabiata sahiptirler. Kesinlikle bunlara güvenmeye gelmez. Saçlarını ayna gibi parlatıp kafasına yapıştıran bir erkek başkalarına pek fazla güvenir ve kendi tatlı canını sıkıntıya sokmaktan çekinir. Samimi arkadaşları azdır. Hayatta sadece zevk ve safa arar. Oldukça yüzsüzdür. Hakaretlere gülerek tahammül ederek karşısındakinin sabrını tüketir.
YANDAN AYRILAN SAÇ
Saçını yandan ayıran erkek temkinli, kendi halinde, kudretli ve durgun bir adamdır. Macerasız, dalgasız, fırtınasız, sakin bir hayat sürer. Hayatı kendi çizdiği dar çerçeve ve muhitten ibaret görür. İyi huylu ve sevecen olduğu için müsamahakardır ve bütün tanıdıkları tarafından çok sevilir.
ORTADAN AYRILAN SAÇ
Pervasız bir tabiatın işaretçisidir. Saçını ortadan ayıran insan sırf yenilik olsun diye görülmedik şeyler yapar. Bu sebepten başı çoğu zaman beladadır. Ama o buna aldırmaz. Zaman zaman acı konuşur. Hazır cevaptır.
AYRILMAMIŞ SAÇLAR
Saçlarını hiç ayırmadan arkaya doğru tarayıveren erkek çok meşgul ve faal olduğu halde görünüşe pek aldırış etmeyen bir erkektir. Kuvvetli bir şahsiyete sahiptir. Başkalarının tesiri altında kalmaz. Pratik işlerden hoşlanmaz. Kitap okumak ve sanatla meşgul olmak onun yaradılışına daha uygundur. Kendi düşünceleriyle o kadar dopdoludur ki başkalarıyla meşgul olacak vakti yoktur onun için pek az dost edinir

Gelin Saçı Gelin Başı

HANGİ YÜZE HANGİ SAÇ MODELİ YAPILMALIDIR !!!

Saçlarınızı kestirmek istiyorsunuz ancak bir modele karar veremediniz. İşte yüz şekillerine göre, ideal

saç kesimleri...

Yuvarlak:gelin saçı

Yüzünüzün yuvarlaklığını inceltmek istiyorsanız saçınızın volümünü yüksek tutacak modelleri tercih etmelisiniz. Yüzünüzün hatlarına göre öne doğru kesilmiş tutamlarda yüzünüzü b iraz olsun inceltecektir.

Kare:

Kare yüz yapısı sert bir ifadeye sahiptir. Yüzünüzdeki ifadeyi yumuşatmak istiyorsanız saçınıza yuvarlak modeller kestirmelisiniz.

Dikdörtgen:

Suratta değişiklik yapan ama fazla değiştirmeyen bir yüz şeklidir. Şakak kemiğini örtecek şekildeti kesimler ile dengeli ve uyumlu saç modellerine sahip olabilirsiniz. gelin saçı gelin başı

Üçgen:

Saç şeklinde daha negatif olan bir yüz biçimidir. Bunu enselerde saçı azaltarak şakak kemiğindeki bölgeden saç tepesine doğru volümü arttırarak yaptırabilirsiniz.

Baklava yüz:gelin saçı gelin başı

En meşhur yüz biçimidir. Bu yüz biçiminde saçınıza uzun, kısa, düz, dalgalı, kahküllü modelleri uygulayabilirsiniz. Sadece bunları uygularken kuaförünüz ile diyalog kurarak boyunuza, kilonuza yada yüzünüzde nerenin ön planda, nereniz arka planda kalmasına karar vererek saç modelinizi bulmalısınız.

Yüz şekline göre saç kesilirken kuaförünüzle uzun uzun bir diyalog yapmalı, yüzünüzü mü, saçınızı mı ön plana çıkarmak istediğinizi belirtmelisiniz. Kilo, boy, giyim tarzınız ve hatta kişiliğinizi bile konuşmalı ve ona göre saç kesimi yaptırmalısınız.

Yara Nedenli Saç Dökülmesi

Saç köklerinin bulunduğu deri bölgelerinde meydana gelen fizikzel veya kimyasal hasar lar sonucu köklerin zarar görmesi sonucu oluşan saç dökülmesi tipidir.

Viral, deri tümörleri, kıl kökü liken planusu vb bakteri türleri saç köklerine zarar verebilmektedir. Bunu önlemek için en kısa zamanda bir dermatoloğa görünmekte fayda vardır.

Anajen Saç Dökülmesi

Bu tip saç dökülmersi nükleer enerjiye (radyasyon) maruz kalınması sonucunda ulaşmaktadır.

Genellikle kanser tedavilerinde kullanılan kemoterapi ve radyoterapi sonrasında görülmektedir. Bu etkiye maruz kalınmasından itibaren ortalama 5 ila 25 gün içerisinde ani saç dökülmesi meydana gelmektedir.

Kemoterapi sonucu saç dökülmesi geçici olmaktadır. Ancak radyoterapi sonucu oluşan saç dökülmesinin geridonuşumu mümkün olamamaktadır

Kişi Nedenli Saç Dökülmesi

Farkında veya farkında olmadan kişinin kendi saçına verdiği bir saç dökülmesi tipidir.

Bunun da iki türü vardır.

1. Çoğunlukla çocukluk dönemlerinde görünen saç dökülmesi kız çocuklarda erkek çocuklara göre daha fazla rastlanmaktadır. Takıntılı olarak saçların çekiştirilmesi sonucu saç yoğunluğunda bir azalma meydana gelmektedir.

2. Jöle kullanarak veya kullanmayarak saça şekil verilmesi sonucu meydana gelen gerilme kuvvetinin saç köklerine kuvvet uygulamasıyla oluşan saç dökülmesi tipidir

Fizyolojik Saç Dökülmesi - Saç Dökülmesi Tipleri

Fizyolojik saç dökülmesi genellikle kalıcı değildir yani çoğunlukla saçlar tekrar çıkmaktadır.

Yeni doğan bir bebekte meydana gelen saç dökülmesi veya yeni doğum yapan bir annedeki saç dökülmesi bu tipbir dokülmedir.

Yetişkin erkeklerin saç onlerinde meydana gelen saç dökülmesi de bu tip bir dökülmedir ve geri dönüş sağlanamamaktadır. Tedavi olarak genellikle saç ekimi tavsiye edilmektedir

Normal Saç Dökülmesi - Saç Dökülmesi Tipleri

Doğalında saçların yaşam döngülerinin son safhasında bir noktaya kadar dökülmesi normal karşılanmaktadır. Dinlenme safhasında saçın kökle olan bağlantısında zayıflama söz konusu olabilmektedir ve bunula birlikte saç dökülmesi meydana gelir. Normal bir insanda bu süreç günde ortalama 60 ila 140 saç telinde meydana gelebilmektedir. Bu tip bir dökülme normal karşılanmaktadır ve dökülen saç tüyü yeniden çıkmaktadır.

Ortalama dökülen saç teli sayısını belirlemede yıkama, şampuan, jöle, fırçalama gibi etkenler söz konusudur.

30 Mayıs 2009 Cumartesi

Amalgam - Saç Dökülmesi Nedenleri

Hemen hemen bütün ağır metaller gibi, diş do lgu yapımında kullanılan amalgamda ki civa da saç dökülmesi yapabilir. Bu tür metallerden uzak durarak saç dökülmesi durdurulabilir

Mevsim Değişikliği - Saç Dökülmesi Nedenleri

Özellikle ilkbahar ve sonbahar aylarında kişinin biyol ojik sistemi değişikliğe uğradığı için saç dökülmeleri görülebilir. Endişelenmeye hiç gerek yoktur çünkü vücut düzenini kurduğunda herşey tekrar normale dönecektir

Stres - Saç Dökülmesi Nedenleri

Stres, sinir ve diğer piskolojik sorunlar çeşitl i vücut işlevlerini sekteye uğratabilir. Bu sorundan da nasibini alan saçlar daha hızlı dökülmeye başlar. Tek çözüm yolu stresten uzak durmaktır

Kullanılan ilaçlar

Bazı ilaçlar kullanıldıkları sürede saç dökülmesine neden olabilirler. Roma tizma, gut, depresyon, kalp hastalığı, yüksek tansiyon gibi hastalıkların tedavisinde kullanılan ilaçlar ve yüksez doz A vitamini saç dökülmesi yapabilir. Bu durumda doktorunuz tavsiyesince kullandığınız ilacı değiştirebilirsiziniz

Vitamin ve Mineral Eksikliği

Bilinçsiz diyetler ve yetersiz beslenme saçı olumsuz yönde etkiler. Çünkü vitamin, mineral ve protein e ksikliği saçın beslenmesi kısıtlar ve cansızlaştırır. Cansızlaşan saç dökülmek için hazırdır. Sağlıklı saçlar için B6, B12, C, E ve biyotin vitaminleri, kalsiyum, magnezyum, kalyum, çinko, bakır, demir gibi mineraller çok önemlidir. Bunlar beslenme ile temin edilemiyorsa hazır tabletlerden yararlanabilirsiniz

Saç Ekimi Nedir

Diğer adıyla saç nakli sağlıklı ve güçlü saç köklerinin verici bölgeden genellikle başın arkasından alınarak incelmiş ya da tamamen açılmış bölgeye taşınması işlemidir.

Çağdaş cerrahi teknolojileri sayesinde saç ekimi ile son derece doğal görünümler elde edilebilmektedir. Bu sayede saç kaybına bağlı kişide oluşabilecek psikolojik travmalar ve sosyal yaşamdan uzaklaşma saç nakli ile düzeltilerek bireyin kendini daha güçlü hissetmesi sağlanabilmektedir.

Kimler Saç Ektirebilir?
Saç ekimi cerrahisine uygun adaylar, başının yan ve arka bölgelerinde yeterli miktarda saç olan kişilerdir. Bu kişilerde FUT ve FUE yontemlerinin her ikiside kullanılabilir. Saç ekimi operasyonun uygun bir diğer aday grubu ise göğüs, bacak vb. bölgelerde yeterli miktarta sağlıklı kıl olanlardır. Bu kişilerde kullanılan saç ekimi yöntemi FUE dir. Modern tekniklerin saç ekimi cerrahisinin geliştirmesi ile birçok erkek geçmişte saç nakli cerrahisine uygun aday değilken bugün uygun aday haline gelmiştir. Büyük graftların kullanımı ile oluşturulan doğal olmayan görüntüler yerlerini, küçük boyuttaki graftların kullanımı ile doğal görünümlere bırakmış ve gelişen yeni aletler ile birlikte her kişiye uygun doğal saç görünümünü gerçekleştirme olanağını sağlanmıştır.

Donor dominant (baskın verici) olarak adlandırılan başın yan ve arka bölgelerindeki ( vertex ) saçlar hayat boyu uzamaya devam eder ve dökülmezler. Bu saçların saçsız bölgeye nakledilmesi uzama veya dökülmeme yeteneklerini değiştirmez. Diğer bir tanımlama ile saç köklerinin dökülmesi veya dökülmemesi bulunduğu yerin özelliğine bağlı değil tamamen kendi genetik özelliğine bağlıdır. Donor dominansı veya baskın vericilik, saç naklindeki başarıyı sağlayan bilimsel temeldir.

Kimler Saç Ektiremez?
Saç nakli her yasta uygulanabilir. Bununla birlikte ameliyat yoluyla uygulanan saç nakli, şeker hastalığı, tansiyon hastalığı, diyaliz gerektiren böbrek rahatsızlığı, karaciger ya da agır kalp hastalığı olan kişilere uygulanamaz.
Saç Ekimi Operasyonu ağrı hissi verir mi?
Operasyon esnasında lokal anestezi yapıldığı için ağrı duyulmaz. Lokal anastezinin etkisi bir gun sonra geçtiğinde ağrı kesici kullanmaya gerek yoktur.

Saç Nakli sonrasında nasıl bir bakım yapmak gerekir?
Saç operasyonundan sonra yara kabukları dökülene kadar saç yıkamalarına dikkat etmek gerekir. Yıkama esnasında şampuan saçın her bölgesine eşit miktarda yayılır ve bastırmadan hafif dokunuşlarla saç derisine masaj yapılarak uygulanır.

Saç ekimi Operasyonunun yan etkisi var mıdır?
Kanama, infeksiyon, kist oluşumu, saç büyümemesi ve yara izi gibi saç naklinin istenmeyen yan etkileri oldukça nadir görülür. Modern saç nakli cerrahisi rahat ve kolaydır, sonuçları ise mükemmeldir. Ömür boyu devam edebilen bir süreç olan saç dökülmesi erkeklerin çoğunda (erkeklik hormonlarından dolayı) 40-45 yaşına kadar oluşur. Bu yaştan sonraki yaşlanma sürecinde kafada bulunan tüm saçlar incelir. Modern teknikler ile daha fazla sayıda saç nakli daha az sayıda işlem ile gerçekleştirilebilmektedir.

Parlaklık Verici Losyon

Özelliği
Saça parlaklık, hacim ve ipeksi bir görünüm kazandırır.

Gerekenler
1 demet maydan oz

Hazırlanışı
Maydanozları saplarını koparmadan ayıklayıp yıkayın. 1/2 litre su ısıtıp
maydanozları içine atın. 15 dakika kaynattıktan sonra soğumaya bırakın.
Soğuduktan sonra çay süzgeciyle süzün.

Uygulama

Ayda 1 kez, şampuan sonrası tüm saçınıza uygulayın. Parmaklarınızla hafif masaj
yaparak iyice yedirin. Bir kaç dakika bekleyin ve bol suyla durulayın.

Güçlendirici Maske

Özelliği
Yıpranmış saçları onarır ve güçlendirir.

Gerekenler
2 yumurta sarısı
1 çay bardağı rom

Hazırlanışı
Malzemeleri cam bir kase içinde karıştırın.

Uygulama
Ayda 1 kez, şampuandan önce, ıslak saça uygulayın. 15 dakika beklettikten sonra
durulayın ve saçınızı şampuanlayın.

28 Mayıs 2009 Perşembe

Cilt sorunlarına küçük ve etkili çözümler

Evinizdeki malzemelerle cildinizdeki problemleri azaltabilir, kozmetik ürünlere para harcamadan güzelliğinizi geri kazanabilirsiniz...

Kuru saçlara muz
Saçlarınızın çok kuru olduğundan yakınıyor, daha parlak görünmesini mi istiyorsunuz? İşte işe yarayacak bazı öneriler:
Bir muzu iyice ezin. Bir çay kaşığı bademyağıyla karıştırıp saçınızın diplerinden başlayarak uygulayın. 20 dakika beklettikten sonra durulayın.
Bir başka öneri ise şöyle; 1 yumurtayı, 1 çorba kaşığı sirkeyi, 2 çorba kaşığı bitkisel yağı karıştırın çırpın. Bu karışımı baş derinize ovarak iyice yedirin. Saçlarınızı tarayarak bütün karışımın saçlarınıza eşit yayılmasını sağlayın. 15 dakika böyle bekledikten sonra saçlarınızı yıkayarak durulayın.

Salatalık sürün canlanın
Salatalık ile cildinizi canlandırmaya ne dersiniz? A, B ve C vitaminleri ile fosfor, potasyum, demir, magnezyum ve gençlik iksiri olarak tanımlanan selenyum deposu salatalık, her türlü cilt sorununa iyi geliyor. Susuzluğu giderici özelliği ile cildin nem oranını dengeliyor. Canlandırıcı ve yumuşatıcı etkisi nedeniyle kozmetik ürünlerinin vazgeçilmez besinlerinden biri. Cildiniz için her gün
1 salatalık yiyin. Ayrıca salatalığın kabuğunu biraz kalın soyup yüzünüze sürün, cildinizde ani canlanma ve yumuşama etkisini hissedeceksiniz.
İyi bir uyku çekin

Cildimiz kendini onararak yenilenmek ve beslenmek için organizmanın derin uyku halini, yani geceyi bekler. Cilt, gece yarısından sonra hormonlar tarafından daha iyi sulanır; kılcal kan dolaşımı da aynı şekilde bu dönemde canlanır. Cildin uygulanan ürünlerden en yoğun olarak yararlandığı saatler ise sabahın dördüdür. Gecenin cildimize sunduğu en büyük hizmet sakinleşmektir. Yani gün boyunca kendisini güneşe, rüzgara karşı savunurken, yaptığı strese bağlı ya da mimiklerle ilgili kırışmaların asıl nedeni olan adale kasılmaları gece boyunca sakinleştiğinde ortadan kalkar ve cilt rahatlar.

Kırışıklıklara meyve
Bilim adamları, güneş ışınlarından meydana gelen cilt kırışıklıklarının yiyeceklerle de ilgisi olduğunu açıkladı. Araştırmacılar; sebze, baklagiller, zeytinyağı ve bazı meyvelerin, güneş ışınlarının olumsuz etkisine karşı cildi koruduğunu belirtiyor. Cildi güneş ışınlarının etkisinden koruyan diğer anti-kanserojen besinler ise balık, erik, elma ve çay. Öte yandan ciltte kırışıklıkların,et,sütlü besinler, şeker, tereyağı ve margarin tüketenlerde daha fazla meydana geldiği gözlendi.

Dudaklar balla parlasın
Bal, içeriğindeki vitamin mineral, antioksidan ve aminoasitlerle değerli bir besin maddesi olmasının yanı sıra, tedavi edici özelliklere sahip. İşte çatlayan dudaklar için tedavi edici bir dudak parlatıcısı:
1 fincan tatlı badem yağını ve yarım fincan balmumunu, mikrodalga fırında balmumu eriyene kadar tutun. 2 kaşık balı ilave edip karıştırın. Soğumaya bırakın. Karışımı kapaklı minik kaplara döküp kullanın.

Kuru cildin ilacı gül
Yağlı cilt kadar kuru cilt de sorun yaratır. Özellikle soğuk aylarda kuru cilt yeteri kadar beslenmezse, çatlaklar ve tahrişlere açık hale gelir. Kuru bir cildiniz olduğundan yakınıyorsanız gülden yararlanabilirsiniz. Gül suyu ve gül yağı kozmetikte de oldukça yaygın olarak kullanılıyor. Üç damla gül yağını, üç damla lavanta yağı ile karıştırarak cildinize sürün. Cildinizin bir anda gerginlikten kurtulduğunu hissedeceksiniz.

Sigaranın yol açtığı sararmayı engellemek için: Yatmadan önce 1 armutun suyunu sıkıp yüzünüze iyice yedirin. Bu cildinizin normal cilt rengini almasına yardımcı olur.
Sigaranın etkisiyle oluşan kırışıklıkların oluşmasını engelleyin: Olgun yarım avokadoyu, 2 tatlı kaşığı bal ve yarım limon karıştırın. Ve yüzünüze uygulayın. 1 saat bekletin. Özellikle göz çevresine uygulayın.

Çillerin görünümünü azaltmak için: 2 avuç kabukları ayıklanmış badem dövülüp un haline getirilir. Bu badem ununa bir çorba kaşığı süzme bal ve yumurtanın akı çırpılmadan ilave edilip krem haline gelinceye kadar gülsuyu eklenir. Maske olarak uygulanır. 20 dakika bekletilip temizlenir.

Saçlar için Doğal Bakım Maskeleri

Sıcak yağ tedavisi
Kurumuş ve yıpranmış saçları en iyi canlandırma yöntemi zeytinyağı tedavisidir. Saçlarınıza parlaklık vermek ve beslemek için 2 çorba kaşığı zeytinyağını ısıtın. Bunu yavaş yavaş tüm saç derinize yedirin. Sıcak suda ıslattığınız bir havluyu sıktıktan sonra bir türban gibi başınıza sarın. Havlu soğurken bu işlemi iki veya üç defa tekrarlayarak, başın yağı iyice emmesini sağlayın. Sonra saçlarınızı yıkayarak, iyice durulayın. Bu bakım türü, özellikle çabuk kırılan saçlar için çok yararlıdır.

Hintyağı tedavisi Yarım çay fincanı hintyağını ısıttıktan sonra baş derinizi ovarak saçınızın yağı emmesini sağlayın. Yavaş yavaş tarayacağınız saçlarınızı kaynar suya batırırıp sıktığınız havluyla sarın. Bu işlemi yaptıktan sonra yarım saat kadar bekleyip şampuanla yıkayın. Bu tedavi, fazla ince, çabuk kırılan, kuru saçlara iyi gelir.

Zeytinyağı ve bal tedavisi
Yarım çay fincanı yeşil zeytinyağıyla bir çay fincanı süzme balı karıştırın. Bu sıvıyı iyice sallayıp çalkalayın ve bir kaç gün dinlenmeye bırakın. Daha sonra bu karışımı baş derisinize ovarak ve tarayarak yedirin. Ancak bu işlemi yaparken tarağın dişlerinin baş derinize batmamasına özen gösterin. Başınıza bir naylon torba geçirerek, başın sıcaklığını muhafaza etmeyi sağlayın. Karışımı başınızda yarım saat beklettikten sonra, saçlarınızı bol suyla durulayın. Bu işlem, koyu renk saçların ışıltılı bir hal alıp parlamasını sağlar.

Protein tedavisi
Yumurta ile yapılacak protein tedavisi hemen hemen her tür saç için uygundur. İki yumurtayı çırpın ve içine yavaş yavaş bir çorba kaşığı zeytinyağı, bir çorba kaşığı gliserin, bir çorba kaşığı sirke (mümkünse elma sirkesi) ilave edin. Saçınızı bir kez şampuanladıktan sonra saçlarınıza bu karışımı sürüp 15-20 dakika bekleyin. Saçlarınızı iyice duruladıktan sonra saçlarınızın çok kısa sürede canlandığını fark edeceksiniz.

Kakao yağı tedavisi
Koyu renk saçlı kişilerin uygulayabileceği bir başka bakım yöntemi ise aşağıda anlatılan bu karışımdır. İçinde su kaynayan genişçe bir tencerenin içine daha küçük bir kabı oturtun. Yarım çay fincanı ayçiçeği yağını, 1 çorba kaşığı kakao yağını, 1 çorba kaşığı susuz lanolini bu ikinci kabın içinde eritin. Bütün bu yağlar eriyince, kabı kaynar suyun içinden alın ve karışımı iyice çırpın. Bu karışımdan 1 çorba kaşığı kadarını alarak buna 1 çorba kaşığı su katın, iyice karıştırın. Bu sıvıyı ovarak başınıza sürün ve bu durumda 15 dakika ile yarım saat arasında bekleyin. Ardından saçınızı yıkayıp durulayın. Bu tedavi koyu renk saçlara yeni bir canlılık ve parlaklık verir.

Parlak saçlar için
1 yumurtanın sarısı ile 2 çorba kaşığı zeytinyağını karıştırın. Saç diplerine sürüp masaj yapın ve 10 dakika bekleyin. Sampuanla yıkayıp durulayın. Saçlarınızın parlak ve sağlıklı bir görünüm kazandığını göreceksiniz.

Besleyici maske
1 yumurta sarısı, 1 çay bardağı demlenmiş çay, 1 çorba kaşığı badem yağı ve 2 damla limon suyunu bir kapta karıştırın. Saç diplerinize sürüp masaj yaparak iyice yedirin. 10-15 dakika bekleyip şampuanla yıkayın.

Kepekli saçlar için
2 çorba kaşığı limon suyu veya sirkeyi 4 su bardağı suya ilave edip ılıtın. Saçlarınızı yıkadıktan sonra bu karışımla durulayın.

Derinlemesine temizlik ve parlak görünüm için
Malzemeler:
1 fincan taze sıkılmış limon suyu veya sirke

Yapılışı:
Saçlarınızı şampuanladıktan sonra bir fincan limon suyu ya da sirkeyi saçlarınıza döküp, masaj yaparak iyice yedirin. Ardından saçlarınızı durulayın. Saç kremi sürün ve yıkayın. Bu, saçlarınızdaki tüm kiri alır ve saçlarınıza nefis bir parlaklık verir. Bu yöntemi 2 haftadan önce tekrarlamayın.

Kepekli, dökülen ya da incecelen ve kırılan saçlar için
Malzemeler:
Çemen tohumu

Yapılışı:
Çemen tohumlarını çektirin ve geceden suya yatırın. Elde ettiğiniz macunu saç derisine masaj yaparak sürün ve 15-20 dakika bırakın. Yumuşak bir şampuanla yıkayın. Bu macun kepek, dökülen, incelen, kırılan saçlar ve kellik gibi sorunlara iyi gelir.

Yumuşak ve parlak saçlar için
Malzemeler:
Çeyrek fincan elma sirkesi
Bir çorbakaşığı şifalı ot (probleminize göre ihtiyacınız olan otu listeden seçin)
Genel saç bakımı için: Biberiye yaprakları, ısırgan, dulavratotu kökü, mürver çiçekleri
Kuru saçlar için: Papatya, kara kafes otu kökü, ısırgan, mürver çiçekleri
Yağlı saçlar için: Limon kabukları, nane, limon otu

Yapılışı:
Saçınıza uygun otu, yeter miktarda kaynayan suya atın ve yarım saat tutun. Buna çeyrek fincan elma sirkesini de ekleyerek iyice karıştırın. Saçlarınızı şampuanlayın. Karışımı saçlarınıza tekrar tekrar dökün.

Parlak saçlar için
Malzemeler:
Bir portakal
1 çorbakaşığı bal
Birkaç damla sandalağacı yağı

Yapılışı:
Portakalın suyu, su, bal ve sandalağacı yağını karıştırın. Bunu şampuan sonrası durulamada kullanın.

Yıpranmış saçlar için
Malzemeler:
Bir muz
Birkaç damla badem yağı

Yapılışı:
Muzu badem yağıyla karıştırın ve saçlarınıza masaj yaparak uygulayın. 15 dk kadar saçınızda bıraktıktan sonra, maden suyuyla durulayın. Ardından şampuanlayıp saç kremi sürün.

Kuru saçlar için
Malzemeler:
Bir çorbakaşığı bal
Yarım fincan tam yağlı süt

Yapılışı:
Balla sütü karıştırıp saç derisine masaj yapın ve 15 dk bırakın. Yumuşak bir şampuanla yıkayın.

Dökülen saçlar için
Aşağıdaki malzemeler tek bir maske için değil, farklı maskelerde kullanılmak üzeredir. Bu nedenle yapılışları okursanız, her birinin ayrı maskeler olduğunu göreceksiniz.

Malzemeler:
Zeytinyağı
Bal
Tarçın
2 yumurta
Alfalfa
Ispanak
Kişniş
Badem yağı
Öncelikle yeşil yapraklı sebzeler, havuç, mango, kuru kayısı, tahıllar, brüksel lahanası ve mercimek içeren protein açısından zengin bir diyetle beslenin.

Yapılışı:
Maske 1: Zeytinyağı, bal ve tarçını karıştırarak bir macun hazırlayın. Bunu saç derisine masaj yaparak yedirin ve 15 dakika tutun. Yumuşak bir şampuanla yıkayın. Haftada 3-4 kez tekrarlayın.

Saçları uzatmak için: Her gün alfalfa, taze ıspanak ve taze kişniş sularını karıştırıp için. Bu, saçlarınızın daha çabuk uzamasını sağlar.

Maske 2: Günde 2-3 kez saç derisine badem yağı sürün. Bu saçlarınızın daha fazla dökülmesini engeller.

Kırılan saçlar için
Malzemeler:
Hindistancevizi yağı
Misket limonu suyu

Yapılışı:
Haftada iki kez, misket limonu suyuyla karıştırdığınız hindistancevizi yağını saçlarınıza sürün.

Elektriklenen saçlar için
Malzemeler:
Bal

Yapılışı:
Bir çorbakaşığı balı bir litre suyla karıştırıp, bunu şampuandan sonra durulama suyunda kullanın. Saçınızı her yıkadığınızda kullanın.

Gören göze güzel, çirkin hepsi bir; Aşıklara cennet, cehennem hepsi bir; Ermiş ha çul giymiş, ha atlas; Yün yastık, taş yastık, seven başa hepsi bir...

Saç bakım maskeleri, saç tellerini onarır ve saçların derinlemesine bakımını sağlar. Maskenizi saç yapınıza uygun olarak seçin. Etkili bakım için haftada bir kez uygulayın. Boya, perma, güneş gibi saçları yıpratan durumlarda ise haftada 2 veya 3 kez şok bir kür uygulayın. Böylelikle saçlarınız eski canlılığına daha çabuk kavuşur.

Kullanım önerisi:
Fındık büyüklüğünde bir parça maskeyi temiz saça uygulayın. Maskenin saça daha iyi ve hızlı nüfuz etmesi için saçınızı sıcak bir havlu ile sarın. Maskede önerilen süre kadar bekledikten sonra bol suyla durulayın. Durulamanın sonunda diplerden uçlara soğuk su tutun.

Biberiye & Sirke Saç Durulama Suyu
Bu durulama suyunu şampuandan sonra saç besleyicisi yerine kullanabilirsiniz. Aynı zamanda saçınızı şekillendirici ürünlerden güzel bir şekilde arındırmaktadır. Sirekli durulama suyu aynı zamanda saçınızın parıl parıl parlamasını sağlayacaktır. Biberiye ise saç derisinde kan dolaşımını düzenler ve saçın daha hızlı uzamasını sağlar. Kuru ve incelmiş saçlar için özellikle önerilir.

İki dal biberiyeyi bir kavanoza koyun. Kavanozu elma sirkesi ile doldurun ve bir hafta boyunca karanlık bir odada saklayın. Günde bir kere kavanozunuzu sallayın ve biberiyenin iyice dağılmasını sağlayın. Bir hafta sonra suyu süzün.

1/3 fincan solüsyonu 3 fincan su ile seyreltin. Şampuanlanmış ıslak saçınıza ve saç derinize uygulayın. Saçınızı durulayın.

Cilt kırışıklıkları için şifalı yöntemler

Nedenler: Deri kırışıkları, herhangi bir hastalık belirtisi değil, bir yaşlanma belirtisidir; ama oluşum süreci yavaşlatılabilir. Başlıca neden, derinin giderek kurumasının yanı sıra, yaşlanma süreci içinde deride albümin birikimleri oluşmasıdır. Yanlış yüz bakımı, fazla güneş ışını, yanlış beslenme, stres, hareketsizlik, nikotin ve alkol bu birikimlerin oluşmasını destekleyen faktörlerdir. Ayrıca, radikal diyet kürleri de deri kırışıklıklarına yol açabilir.

Pratik çözümler: Bolca C ve E vitamini alınması gerekir. E vitamini, ıspanak, kabak, marul, lahana, yeşil salata, ayçiçeği yağı, badem, ceviz ve fıstık ürünlerinde vardır.

Bromelain enzimi, deri dokusundaki albümin birikintilerini çözer. Bolca bromelain içeren taze ananas suyu günde en az 1 bardak içilmelidir.

Yumurta akı-bal maskesi: 1 yumurta akı ile 2 yemek kaşığı çiçek balı iyice karıştırılır, yüze sürülür ve 20 dakika etkilenmeye bırakılır. Süre sonunda yüz ılık suyla yıkanır.

Balmumu maskesi: 10 gr balmumu bir kapta eritilip, 3 yemek kaşığı çiçek balı ile iyice karıştırılır. Soğuduktan sonra yüze sürülür, 15-20 dakika etkilenmeye bırakılır. Süre sonunda yüz ılık suyla yıkanır.

Her gün ısırganotu çayı ile yıkanan yüz gerginleşir. Yüz her gün bir kere yayık ayranı ile yıkandığında, kırışıklar azalır. Her gün çay ile yıkanan yüz güzelleşir. Sigara zararlıdır. Nikotin, deri dokusunu besleyen kılcal damarların tıkanmasına yol açar. Uzun süre güneşlenmek zararlıdır. Günde en az 7-8 saat uyumak gerekir. Deri pörsümesine ve kırışmasına, gereğince görev yapamayan bağırsaklar da neden olabilir. İyi bir sindirim sağlanması gerekir.

Organizmanın koruyucusu olan deri, kendini de çok iyi koruyabilir. Ama onu, her gün belirli oranda sıcağa, soğuğa, ışığa, kuru ve nemli ortama tabi tutarak, güçlendirmek gerekir. Özellikle açık hava, derinin başlıca güç kaynağıdır.

10 yaş genç görünmenin püf noktaları

Güzellik uzmanları her zaman güzel ve formda görünen ünlülerin cilt, makyaj, saç ve diyet sırlarını açıkladı. Küçük ayrıntılara dikkat ederek harikalar yaratmak artık elinizde. İşte yıldızların uzmanlarından çok özel tüyolar…

Mükemmel cilt
Neredeyse tüm New York sosyetesi ve birçok ünlü, cildinin güzelliğini dermatolog Lisa Airan’a borçlu. İşte pürüzsüz bir cilt için önerdikleri…

En iyi cilt ürünleri
Temizleyici: Kanebo Milky Sabun ve Olay Daily Wibes.

Pigment düzenleyici: Tri-Luma krem (sekiz haftaya kadar kullanılabilen reçeteli bir ilaç) ya da sitrik (bir alpha-hidroksi asit) losyonu.

Nemlendirici: Neutrogena nemlendirici ve Laura Mercier renkli nemlendirici.

Kırışık kremi: Renova 0.02% veya Avage.

Güneşten koruyucu: Ocean Potion SPF 50 ya da Anthelios SPF 60 hem UVA hem de UVB ışınlarını engelliyor.

En iyi vücut ürünleri
Vücut sabunu: Olay Moisturinse ve sabun.

Losyon: Curel vücut losyonu ve Sisley Hydra- Flash Intensive Body Formula.

Eksfoliant: Marc Jacobs Perfume Aqua Glow Body Polish ile yumuşacık ve güzel kokan bir cilt.

Düzenli cilt bakımı
Işıl ışıl bir cilt için: Her ay dermatolog eşliğinde salisilik asit ve sitrik asit peeling’i. Evde her hafta Kanebo Silk Peeling Powder.

Kuru ciltle savaşmak için: Neutrogena’nın C vitaminli Hydrating Facil Cloth maskesi veya Lancome Hydra-Intense maske.

Kırışıklıklarla savaşmak için: Botox, kırışık oluşumunu engellemeye yardımcı olur. Ek olarak, her 3-4 ayda bir kaşların arasına yapılacak Botox enjeksiyonları, yaşla beraber kaşların düşmesini önler. Dinamik kırışıklıklarınız varsa, azalmaları için yine Botox’a başvurabilirsiniz.

Kirpik Bakımı

Kimi kadınlar gözlerine hiçbir şey sürmeseler bile sadece kirpiklerine sürdükleri rimelle muhteşem bakışlara sahip olabilirler. Kozmetik sektörü çok büyük bir hızla büyüyor ve hergün kadını daha da güzelleştirmek için yeni ürünler piyasa çıkıyor. Siz de biraz önce bahsettiğim kadınlardan biri olmak ve yüzünüzde herhangi bir renk kullanmadan büyülü bakışlara sahip olmak isterseniz rimelinizi doğru seçmelisiniz.

Piyasada her isteğe göre farklı özellikte rimeller bulunuyor. Waterproof mascaralar, gözlerinin altında rimel akıntılarından hoşlanmayanların gözdesi. Ultra dayanıklı ve ince oluşu sayesinde tercih ediliyor. Hacimli rimeller ise gözlere daha derin bir bakış kazandırıyor. Göze fazlasıyla nüfuz eden maskara, kirpikleri olduğundan dolgun göstererek takma kirpiklerin ihtiyacını da ortadan kaldırıyor.

Bunların dışında besleyicili rimeller, kirpiklerine özen gösteren bayanlara hitap ediyor. İçindeki vitaminler sayesinde kirpiklerin dökülmesi engellenip, beslenmesi sağlanıyor.


Kısacası piyasada birbirinden farklı birçok rimel bulunuyor. Bunlarndan biri mutlaka sizin için. Ne duruyorsunuz! Daha derin ve etkileyici bir bakışı kim istemez ki?

Selülitle baş etmenin yolları

Yaz mevsimi yaklaştıkça üstümüzdeki ağırlıktan kurtulmak için büyük bir çaba harcıyoruz. Sadece palto ve kazakları değil, bacak ve kalçalarda oluşan selülitlerimizi de gardıroba kaldırabilsek ne güzel olurdu, değil mi? Bunu yapamayacağımıza göre selülitle baş etmenin yollarını öğrenmeye ne dersiniz?

Özellikle kadınlarda görülen ve deri altı yağ hücre gruplarının kan ve lenfatik dolaşımını bozmasıyla oluşan selülit, deride çöküntülerle ve portakal kabuğu görünümüyle kendini gösteriyor. Selülit daha çok ergenlik, hamilelik ve menopoz gibi hormonların daha çok değişime uğradığı dönemlerde ortaya çıkıyor olmasına rağmen, kişinin genetik yapısı, metabolizma hızı, dolaşım sistemi, sindirim ve boşaltımda yaşadığı sorunlar, doğum kontrol hapları, alınan hormon ilaçları, dengesiz ve düzensiz beslenme, aşırı hareketsizlik, stres, sigara ve alkol tüketimi de selülit oluşumunda etken faktörlerdir.

Sıklıkla bölgesel olan selülit, kilolu, zayıf, balık etli, uzun, kısa her yaştaki erişkin kadında görülebiliyor. Selülit nadiren erkeklerde de oluşuyor, ancak kadınlarda daha büyük sorun olması, östrojen hormon düzeyinin onlarda daha fazla olmasıyla ilgili. Selülitin tek nedeni östrojen değil; başka tetikleyiciler de var. Sigara damarların en büyük düşmanı. Güçlü bir damar daraltıcı özelliğe sahip olan sigara, cildin yeterince beslenmesini engelleyerek selülite neden oluyor. Hareketsiz yaşam biçimi, sürekli bacak bacak üstüne atarak oturmak, çok dar pantolon ve diz altı çorap giymek de dolaşım sistemini ve lenf sisteminin düzenli çalışmasını engelleyerek selülite yol açabiliyor. Bunlar, kişinin yaşam tarzı ve alışkanlıklarına bağlı etkenler. Ancak selülitin, kan dolaşımındaki bozukluklar, ailesel yatkınlıklar ve hormonal etkenler gibi elimizde olmayan nedenleri de var. Beslenme ve yaşam biçimi sağlıklı bir şekle dönüştürüldüğünde, selüliti azaltacak yoğun tedavilere genellikle gerek kalmıyor.

Selüliti önlemek için ilk alınacak önlem, sigarayı bırakmak. Düzenli spor yapmak yalnızca genel vücut sağlığı için değil, selüliti önlemek için de çok önemli. Günde 30-60 dakika yapılan yürüyüş, bisiklete binmek veya merdiven inip çıkmak kan dolaşımını düzenleyerek selülit oluşumunu engelliyor. Yalnızca kilo vererek selülitten kurtulmak mümkün değil. Beslenme alışkanlığını değiştirip, bilinçli beslenmeye geçmek önemli. Beslenme ne kadar tek yönlü olursa, selülit de o kadar çabuk oluşuyor. Özellikle fast food ve hazır yemekler dokuları kötü yönde etkiliyor. Hayvansal yağlar, fazla şeker ve tuz da oldukça zararlı. Bunlar yağ hücrelerini şişiriyor, dokularda su birikmesine yol açıyor ve vücudun atıklardan temizlenmesini önlüyor. Günlük beslenme programında tuz, şeker ve yağdan fakir, sebze ve meyvelerden zengin bir diyet kan dolaşımını artırıp bağırsakların düzenli çalışmasını sağlıyor. A ve C vitamini alımını artırmanın selüliti azalttığı düşünülüyor. Bu nedenle, mutlaka günlük meyve tüketimine özen göstermek gerekiyor. Bol lifli gıdalar ve çinko alımı da selüliti engelliyor. Selülit önlemekte bol su içmek de önemli. Su, idrar oluşumunu artırarak vücuttan zararlı maddelerin atılmasını sağlıyor.

Alınacak önlemler

* Günde en 2,5 litre su içilmeli.
* Rafine şekerlerden uzak durulmalı ve günlük tuz tüketimi azaltılmalı.
* Yemeklerde kullanılan yağ miktarı azaltılmalı.
* Alkol, sigara, koyu çay-kahve ve gazlı içeçek tüketimi minimuma indirilmeli.
* Yemekleri pişirirken kızartma yerine haşlama ya da buğulama yöntemi tercih edilmeli.
* Mümkün olduğunca mevsiminde ürünler tüketmeye özen göstermeli, dondurulmuş ve konserve ürünlerden kaçınılmalı.
* Metabolizmanın düzenli çalışması için öğün atlamamaya özen gösterilmeli.
* Çok sık kilo alıp vermekten kaçınılmalı.
* Günlük alınan posa miktarı artırılmalı, posanın en iyi kaynakları sebze, meyve ve kurubaklagiller mutlaka beslenme sisteminin içerisinde yer almalı.

Kafeine duyarlılık kişiden kişiye değişir
Kafein merkezi sinir sistemini uyaran bir tür maddedir. Kana mideden karışır. 15 dakika sonra etkileri hissedilir hale gelir. Kahve, çay, kola, çikolata, bazı uyarıcı haplar, bazı ağrı kesiciler ve çeşitli reçeteli ilaçlarda bulunmaktadır. Kafeinin kısa dönemde yaygın olarak hissedilen etkileri, vücudun enerji seviyesinin artması, uyanık ve dinç olma durumu, keyif ve rahatlık hislerinde artıştır. Bu madde bazı ağrı kesiciler ve migren ilaçları ile birleştiğinde ise ilaçların tepki süresini ve etki alanlarını artırır. İlaç kullanımı sırasında kafein alım miktarına çok dikkat edilmelidir. Bu maddeyi içeren diğer besin maddelerive içeceklerde bulunan kafein miktarları iyi hesaplanmalı hatta bir uzmana danışılmalıdır.

Kafeine karşı duyarlılık; tüketim sıklığı, düzenli olarak alınan miktar, vücut ağırlığı ve fiziksel koşullar gibi pek çok etmene bağlıdır. Kişisel duyarlılığın yanı sıra hamileler, çocuklar ve yaşlılar tüketilen kafeinin kısıtlanmasının gerektiği grup içersindedir. Kafeinin normal miktarı kişiye göre değişir. Pek çok çalışmada, yetişkinler için güvenli olarak tüketilebilecek kafein miktarı günde 300 mg. (yaklaşık üç-dört fincan kahve ya da beş-altı büyük bardak çay) olarak belirlenmiştir.

Düzenli olarak kullanılan kafeinin kesilmesiyle kişide ortaya çıkabilecek belirtiler şunlardır: Baş ağrısı, yorgunluk, halsizlik, uykusuzluk veya uykulu olma hali, konsantrasyon eksikliği, işte karşılaşılan zorluklar (motivasyon ve dikkat eksikliği, düşük performans), huzursuzluk (mutsuzluk, can sıkıntısı, huysuzluk, diken üstünde olma), depresyon (üzüntü, halsizlik, endişe, isteksizlik, küskünlük), sinirlilik, mide bulantısı, kusma, eklem ağrıları.

Su kaybına dikkat!
Özellikle yaz sıcaklarının yoğunlaştığı bugünlerde vücudumuzdan su kaybı artıyor. İnsan bedeninin yüzde 60-70′i sudur ve bu suyun üçte ikisi hücreler içinde, geri kalanı dokular arası sıvıda ve kanda bulunur. Su yaşamımız için çok önemlidir. Bir insan yemek yemeden dört hafta yaşayabilirken, su içmeden yaşayabilme süresi ise sadece üç-dört gündür. Eğer vücutta az su bulunursa, kanın yoğunlaşmasına yol açıyor ve bu da organlara çok az miktarda oksijen ve besin maddesi taşınmasına neden oluyor. Eğer aşırı miktarda su içilirse, bu da vücut için olumsuz sonuçlar doğurabiliyor. Çünkü bu durumda böbrekler aşırı çalışıyor ve sık sık tuvalete çıkılmasına neden oluyor, bunun sonucunda da vücudumuzdan kalsiyum minerali atılıyor. Vücudunuzun su alımının yeterli olup olmadığını anlamanın en etkili yolu, idrara dikkat etmektir. Açık renkli idrar, su ihtiyacını doğru karşıladığınızı gösterir. Eğer idrarınız koyu renkli ise, bu yeterince su alınmadığı anlamına gelir.

Suyun vücudumuza faydaları: Besinlerin sindirimi, emilimi ve metabolizma sonucu oluşan artık ürünlerin atılması için gereklidir. Hücre ve kas dokularını güçlendirir, cildi gerginleştirir, parlaklık kazandırır, vücudun ısı ve tuz dengesini sağlar.

Zayıflamanın 14 kuralı

Uzmanlar göre, sağlıklı bir şekilde 3-4 kilo vermenin kuralları var. Zayıflamak isteyenler, 14 farklı öneriden birini seçip, harika bir vücuda sahip olabilir. İngiliz bilim adamları, “Zayıflamak bir sanattır” diyor. Yapılan araştırmalara göre, sağlıklı zayıflamanın 14 değişik yolu var.

Beğendiğiniz birini deneyin ve en az 4 kilo verin. Eğer biri işe yaramazsa, bir diğerine geçin. İpuçlarından birini 1 ay boyunca düzenli olarak uygulayın ve farkı görün. İşte öneriler…

- Zayıflamak için piyasadaki yağsız sütleri tercih edin. Her gün 1 fincan yağlı süt yerine içeceğiniz 1 fincan yağsız süt, haftada 32 gr yağ almayı engeller.

- Ev yemeklerine “Dur” deyin. Gelecek 1 ay için annenizin, ya da akrabalarınızın davetlerini kabul etmeyin.

- Sinema mönünüzün şeklini değiştirin; 1 ay sinemaya giderken yiyeceğinizi yanınızda götürün. Bu bir muz olabilir, ya da evden götüreceğiniz sağlıklı bir yarım sandviç.

- Daha çok su ve soda içmeye özen gösterin. Vücudunuzdaki yağ parçacıklarının kaybolduğunu göreceksiniz.

- Hızlı ve hareketli olun. Gündelik ve iş yaşamınızda hareketli ve hızlı olmaya çalışın ki, bol bol kalori yakın. Boş vakitlerinizde yürüyüşe çıkın.

- Vücudunuzu lifle doldurun. Aç kalmaktan kaçının. Çok lifli besinler midenize dolgunluk hissi verir. Böylece mideniz kazınmayacak ve açlık hissetmeyeceksiniz.

- Yağa “Dur” deyin. Günde almanız gereken maksimum yağ miktarı, aldığınız günlük kalorinin yüzde 25′ini oluşturur. Bu miktarı daha aşağı düşürmeyin. Yağ, enerji verir.

- Sık yediğiniz, yağ oranı yüksek bir yiyeceği seçin ve onu 30 gün için tamamen unutun. Bu süre sonunda, o yiyeceğin tadı ağzınızdan silinecektir.

- Yiyeceklerinizin miktarını azaltın. Her zaman yediğiniz miktarı indirin. Hala istediğiniz şeyi yiyor olacaksınız. Büyük bir ihtimalle kendinizi aç hissetmeyeceksiniz ve her gün esaslı bir şekilde kalori tasarrufu ettiğinizi göreceksiniz.

- Ölçüyü kaçırmayın. Dışarıda yemek yediğiniz zaman, ufak bir salata yiyin.

- Yağ defterini kapatın. Restoranların cazibesine kapılmayın. Hatta mönüyü açmayın bile. Neyi sipariş edip etmemeniz gerektiğini, nasılsa çok iyi biliyorsunuz.

- Atıştırmayı bırakın.

- İçtiğiniz süte dikkat edin. Eğer her gün süt içme huyunuz varsa, perhiz yapanlar için piyasadaki yağsız sütleri tercih edin. Her gün l fincan yağlı süt yerine içeceğiniz l fincan yağsız süt, haftada 32 gr yağ almayı engeller.

Fast-food yemekten kaçının!
Fast-food’a dikkat edin; fast-food, diyetiniz için iyi bir seçim değildir. Fakat bazen hamburgercileri ziyaret etmek zorunda kalırsanız, sade hamburger ve diyet içecekleri tercih edin. Aynı tadı verenler arasından, her zaman daha düşük kalorilisini seçmeye çalışın. Örnek: Portakal suyu (1 fincan 110 kalori) yerine, domates suyunu (1 fincan 45 kalori) tercih edin. Yarım bardak, vişne suyunu yarım bardak soda ile karıştırdığınızda, kalorisi yüzde 50 düşer. Bu örnekleri çoğaltmak mümkün.

Kalsiyum ile zayıflayın

Yapılan araştırmalara göre kadınlar için son derece önemli olan kalsiyum, sayısız yararlarının yanı sıra zayıflatıyor da. Dişleri güçlendiriyor, sırt ve romatizma ağrılarını önlüyor, sinir ve kas sistemi işlevini kolaylaştırıyor. İşte kalsiyumun bilmediğimiz yararları…

En önemlisi 50 yaş sonrası kadınlar için ciddi bir tehlike teşkil eden osteoporozu engelliyor. Süt, sütlü ürünler, yoğurt, peynir, yeşil yapraklı sebzeler ve kuru baklagillerde bol miktarda bulunan kalsiyumun günlük ideal dozu, yetişkin kadınlar için 800 mg.

Hamile ya da menopoz dönemindeki kadınlar günde 1200 mg kalsiyum almalı. Bunun için her gün 2 bardak süt içmek yeterli.

Günde 1 fincan çay

Ayrıca her gün 1 fincan çay içmeyi alışkanlık haline getirmek de yararlı. Çayın içeriğindeki isoflavonoid adlı madde, kalsiyum alımını kolaylaştırarak kemiklerin güçlenmesini sağlıyor.

Özellikle 60 yaş üzeri kadınların günde 1 fincan çay içmesi son derece yararlı. Ancak, kalsiyum eksikliği söz konusu ise bu mineralin organizma tarafından özümsenmesini engelleyen kahve çay, kepekli gıdalar ve tuz konusunda aşırıya kaçmamakta yarar var.

21 Mayıs 2009 Perşembe

Doğal Bakım

Yumurta, bal, yoğurt, maydanoz... besleyici özellikleri sayesinde
dolabı mızdan hiç eksik olmayanlardan birkaçı.
Peki, onların besleyici, güçlendirici hatta yatıştırıcı özelliklerinden
güzelliğiniz için yararlanmayı hiç düşündünüz mü?
İşte size evde kolayca hazırlanabilecek bakım tarifleri.

Besleyici Yağ

Özelliği
Kuru saçları besler ve korur; kolay şekil almalarını sağlar.

Gerekenler < br> 50 ml zeytinyağı
25 damla biberiye öz yağı

Hazırlanışı
İki yağı birbirine karıştırın ve elde ettiğiniz karışımı ışık geçirmeyen (boyalı) cam bir şişeye aktarın.

Uygulama
Köklere fazla yaklaşmadan, saçınızın tamamına sürün. Daha sonra, saçınızı sıcak bir havlu ile çevreleyin. 1 saat beklettikten sonra şampuanlayarak yıkayın.

Saç Maskeleri

Saç bakım maskeleri, saç tellerini onarır ve saçların derinlemesine bakımını
sağlar. Maskenizi saç yapınıza uygun olarak seçin. Etkili bakım için haftada bir
kez uygulayın. Boya, perma, güneş gibi saçları yıpratan durumlarda ise haftada 2
veya 3 kez şok bir kür uygulayın. Böylelikle saçlarınız eski canlılığına daha
çabuk kavuşur.

Kullanım önerisi:

Fındık büyüklüğünde bir parça maskeyi temiz saça uygulayın. Maskenin saça daha
iyi ve hızlı nüfuz etmesi için saçınızı sıcak bir havlu ile sarın. Maskede
önerilen süre kadar bekledikten sonra bol suyla durulayın. Durulamanın sonunda
diplerden uçlara soğuk su tutun.

Saç Renkleri

SARI SAÇ
Sarışınlar ekseriyetle kuvvetli, orijinal fikirli, her vaziyete uyar, hevesli, yaratıcı ve çeşit kabiliyetli kimselerdir. Değişikliğe bayılırlar. İyi bir şey. Ama sarışınların çoğu da lüzumundan fazla kıymet bilmezlerdir. Herhangi bir şeyin başında bitirinceye kadar durmak kabiliyetleri azdır. Canları sıkıldı mı - ki çok çabuk sıkılır- ellerindeki işi bırakıp bir yeni işe başlamayı tercih ederler. Bir kere harekete geçtiler mi yeri göğü birbirine katarlar. Kendilerini ve enerjilerini idare etmek kabiliyetinden mahrum oldukları için enerjilerini lüzumundan fazla sarf eder ve hemen yorulurlar. Sabırlı olmazlar, çabuk ve hevesle çalışırlar. Huzursuz tabiatları daima yeni heyecanların peşinde koştuğu için hercai ve belki de sadakatsiz olurlar.
Sarışınlar etraflarına hakim olmayı ve söz geçirmeyi severler. İşlerinde ve özel hayatlarında liderlik etmek sevdasındadırlar. Bu hususta sarışın kadınlar daima sarışın erkeklerden baskın çıkar. Sarışın bir erkekle evli olan sarışın bir kadın kocasını ve evini istediği gibi idare etmesini bilir. Ama ev işlerinden çabuk yorulur ve bıkar. Onun için sık sık alışverişe, sinemaya, terziye veya dişçiye gider.
Sarışınların bir de kuvvetli karakterde olanları vardır. Böyle sarışınlar cesur ve s abırlıdırlar. Kavgacı olmamakla beraber, karşılarındakini yatıştırmayı da bilmezler. Hisleri daima kontrol altındadır. Başkalarının işlerini merak etmez. Kendini alakadar etmeyen işlere burnunu sokmadığı gibi, başkalarının kendi işlerine karışmasından da nefret eder.

KIZIL SAÇ
Kızıl saçlı olanlar veya saçları herhangi bir şekilde kızılı andıran sarışınlar çok benzerler. Ama arlarında belirgin farklar vardır. Mesela, kızıl saçlılar sabırlarını sarı saçlılardan daha çabuk kaybederler. Daha çabuk neşelenirler ve daha çabuk üzülürler. Neşeleri sarışınların neşesinden daha coşkundur. Ama bir kere canları sıkıldı mı sarışınlardan daha fazla sıkılırlar. Ufak tefek şeylere sıkılırlar. Ufak tefek şeylere üzülürler, ama üzüntüleri uzun sürmez. Neşeleri, uçarılıkları çabucak kendini gösterir. Kızıl saçlı meraklıdır. Başka insanlar onları alakadar eder. Başkalarının özel hayat ve işleriyle çok meşgul olur. Herhangi bir konu üzerinde kesinlikle karar veremez. Şüphecidir. Bununla beraber gayet dost tabiatları, sıcak bir kanı vardır ve pek girgindir.

KOYU RENK SAÇ
Siyah ve kestane saçlılar hem yapı hem de yaradılış bakımından sarışınlardan çok farklıdırlar. Evlerini çok severler. Alıştıkları hayattan ayrılmak onlara ölüm gelir ve galiba biraz da tembeldirler. Sarışınlardan daha az sabırlı, daha tedbirli, daha düşünceli, daha ağır ve titiz olurlar. Enerjilerini özenle kullanmasını bilirler. Sac rengi koyu olan bir insan titiz ve dikkatli olduğu için ayrıntılı işlerde çok başarılı olur. Sanat kabiliyeti ve sanat sevgisi kuvvetlidir. Sadık, doğru ve çok zaman dindardır. Sarışınlardan daha anlayışlı daha müsamahakardır.

SAÇIN İNCELİĞİ VE KALINLIĞI
İNCE, YUMUŞAK ŞAÇ
İnce ve yumuşak telli saçları olan bir insanın tabiatı da ekseri saçına benzer. Bu insan inceliğe, nezakete, temizliğe düşkündür. Böyleleri evlerinin güzel ve derli toplu olmasını isterler. Pisliğe gelemezler. Bu gibi insanların sabır ve azmi de biraz az olur. Herhangi bir şey de ısrarla sebat etmezler. Kültürlü, kibar mekanlarda hoşlanırlar ve ekseriyetle dikkatine çarpmayan ince güzelliklerden zevk alırlar, bu gibi kimselerin en büyük kusurları fazla hassasiyetleridir. Çabuk ve boş yere alınırlar. Bir işe hevesle başlarlar, ama aynı zamanda bıkarlar ve bitirmek istemezler. Güzel şeylere düşkünlükleri israfa yol açar. Çok zaman bütçelerine açık vardır. Ama onlar buna o kadar aldırış etmezler.
KALIN TELLİ SAÇ
Saçlarının telleri kalın, sert ve kaba olanların da yaradılışları çok zaman saçlarına benzer. Hatta hal ve tavırları da kaba sabadır. Kuvvetli ve dobra dobradırlar. İncelikli, basiretli hareket etmek onlara göre değildir. Yüksek sesle konuşurlar. Kılık kıyafetlerine çoğu zaman özen göstermezler. Kaba saba sporlara düşkündürler. Daha ince tabiatlı insanların bulunduğu ortamlara tahammül edemeyerek kendileri gibi kimselerle arkadaşlık etmekten hoşlanırlar.
ORTA KARAR SAÇ
Ne pek ince ne de pek kalın olan saçların rengi de ekseri koyu kestane olur. Böyle saç kuvvetli bir şahsiyet, keskin bir zihin ve sağlıklı bir kişilik göstergesidir. Böyle saçı olan bir insan önceden ve çabuk karar vermekten çekinir. Herhangi bir kararı vermeden önce en ince ve ufak noktalarına kadar hesap eder. Karar verince de derhal harekete geçer. Uyanık olunması gereken yer ve saatlerde onun uyuduğu görülmemiş bir şeydir. Söylediklerinizi dinlemekte değer bulursa dinler, hem de tüm dikkatini vererek. Ama söylediğiniz alakasını çekmedi mi sizi dinlemez ve bunu da söylemekten çekinmez. Her şeyi görür ve her ortama derhal uyum sağlar. Tarih ve günleri çok iyi hatırında tutar. Onu dinlemek son derece zevklidir. Bir noktadan öbürüne atlayarak lafı uzatıp karıştırmak gibi huyları yoktur.

Saç Dökülmesinin Sebepleri

Androgenetik saç dökülmesi erkeklik hormonlarının genetik yatkınlığa sahip
saç kökleri üzerindeki etkilerinin bir sonucudur. Erkeklik hormonlarının bir
diğer adı androjenlerdir androgenetik saç dökülmesinin tanımı bundan
kaynaklanmaktadır. Androgenetik saç dökülmesinde rol oynadığı düşünülen üç
önemli faktör vardır ve bunlar birbirleriyle yakından ilişkilidir.

1. GENLER

Androgenetik saç dökülmesi kişinin kromozomlarında belli bir genetik kodun
olmasına bağlıdır. Bir veya daha fazla gen üzerinde taşınan bu kod anne veya
babadan kalıtılabilir.

Toplumda kelliğin anne tarafından aktarılan bir genin erkek çocuklarda
tanımlanmasıyla ortaya çıktığı şeklinde yaygın bir inanış vardır. Androgenetik
saç dökülmesi olan hastaların kromozomlarının genetik incelemesi bu inanışın iki
bakımdan yanlış olduğunu ortaya koymuştur: Öncelikle, androgenetik saç dökülmesi
otozomal dominant olarak kalıtılmaktadır, yani sorumlu gen(ler) anneden veya
babadan gelebilmektedir. İkinci olarak, bu genetik kod hem erkeklerde, hem de
kadınlarda tanımlanabilmekte, dolayısıyla hem kız, hem de çocuklar ileride bu
tip saç dökülmesine maruz kalabilmektedir.

Üzerinde ısrarla durulması gereken bir nokta da sorumlu gen(ler)i taşıyan
herkeste androgenetik saç dökülmesinin gerçekleşmeyeceğidir. Bir genin aktif
olabilmesi için kişinin vücudunda "tanımlanması" gerekir. Belli bir genin
tanımlanması ise hormonlar, yaş, stres düzeyi vs. gibi pek çok faktöre bağlıdır.
Dolayısıyla eğer bir kişinin saçı dökülmüyorsa bunun iki sebebi olabilir: Ya o
kişi saç dökülmesinden soruml u gene sahip değildir, yahut varolan gen tanımlanmamıştır.

Androgenetik saç dökülmesinden tek başına sorumlu olan gen veya gen kümesi henüz
keşfedilememiştir. Fakat bilim adamları bu gen(ler)in erkeklik hormonlarının,
5-alfa redüktaz enziminin ve saç köklerindeki androjen reseptörlerinin
sentezinde etkili olduğundan şüphe duymamaktadırlar. Bunlar erkek tipi saç
dökülmesinde rol oynadığı bilinen üç ana faktördür. 5-Alfa redüktaz enzimi bir
erkeklik hormonu olan testosteronu daha aktif bir formu olan dihidrotestosterona
(DHT) çevirir. DHT de saç köklerindeki androjen reseptörlerine bağlanarak
etkisini gösterir.

Genetik mühendisliği ve tıbbi genetikteki gelişmeler sayesinde erkek tipi saç
dökülmesinden sorumlu olan gen(ler) fazla uzak olmayan bir gelecekte bulunacaktır. Bu buluş bize sadece androgenetik saç dökülmesini tedavi etme imkanı değil, aynı zamanda bunun ileride ortaya çıkma riskini yeni doğan bir bebekte bile tespit etme olanağı verecektir.

2. HORMONLAR

Androgenetik saç dökülmesinin oluşum mekanizmalarında rol oynayan hormonlar
androjenler olarak da adlandırılan erkeklik hormonlarıdır. "Androjenler nasıl
kellik yapar?" sorusunun cevabını vermek çok da kolay değildir. Androjenler pek
çok yaşamsal mekanizma üzerinde önemli etkilere sahiptirler. Etkilerini diğer
hormonlar gibi hücre zarı üzerindeki veya hücre içindeki reseptörlere bağlanarak
gerçekleştirirler. Bir saç kökünü farklı türden androjenler etkileyebilir ve
vücudun farklı bölgelerindeki saç kökleri aynı androjene farklı cevaplar
verebilir. Örneğin, koltuk altındaki kılların büyümesini sağlayan androjenler,
kafa derisindeki saçların dökülmesine neden olmaktadır.
Saç dökülmesi sürecinde iki tip androjen rol oynar. Bunlar testosteron ve
dihidrotestosterondur (DHT). Dihidrotestosteron adından da anlaşılacağı üzere
bir testosteron türevidir. 5-Alfa redüktaz enziminin görevi göreceli olarak
inaktif olan testosteronu, daha aktif bir formu olan dihidrotestosterona
çevirmektir. DHT saç kökleri üzerindeki her tip androjen reseptörüne kolaylıkla
bağlanıp kuvvetli etkisini gösterebilir. Testosteronun da saç kökleri üzerinde
etkisi vardır, fakat bu DHT''''ninkinden çok daha zayıf bir etkidir. Dolayısıyla
saç köklerinin içinde ve çevresinde, özellikle dermal papillada çok sayıda
bulunan 5-alfa redüktazın androgenetik saç dökülmesi sürecinin anahtar enzimi
olduğu söylenebilir.
Bu iki hormonun saç köklerindeki reseptörleriyle etkileşmeleri kafa derisini
kaplayan saçlarda bir takım değişimlere neden olur. Zaman içinde terminal
saçların büyüme (anajen) evreleri kısalır. Katajen (ara) ve telojen (dinlenme)
evrelerinin sürelerinde bir değişiklik olmadığından, sonuç olarak dinlenme
dönemindeki saç köklerinin sayısı ve oranı artar. Katajen ve telojen dönemindeki
köklerin normalde %10 olan oranı %20''''ye çıkar. Daha fazla saçın dinlenme
döneminde olması da, daha fazlasının dökülmesi sonucunu doğurur. Etkilenen saç
kökleri kısalır ve incelir. Bunun sonucu olarak buralardan daha ince, kısa ve
zayıf saçlar çıkar.
Her erkek ve kadında androjen hormonları ve bunların reseptörleri mevcut olduğu
halde niçin herkeste saç dökülmesi görülmediği sorulabilir. Bu sorunun gerçekten
tatmin edici bir cevabı yoktur. Yine de bazı fikirler öne sürülmektedir ve
bunların başlıcalarına aşağıda kısaca değinilmektedir:
Androgenetik saç dökülmesi olan kişilerin saç köklerindeki androjen
reseptörlerinin sayısı normalden fazladır. Bunun sonucu olarak kanlarındaki
androjen düzeyi normal olmasına rağmen, androjenler bu kişilerin saç folikülleri
üzerinde daha belirgin bir etki yaratmaktadırlar.
Saçı dökülen kişilerin saç köklerindeki androjen reseptörleri normalden daha
hassastır. Bu da kanda normal düzeyde bulunan androjenlerin saç köklerini daha
fazla etkilemesine neden olmaktadır.
Saçların döküldüğü bölgelerde 5-alfa redüktaz enziminin aktivitesi daha
yüksektir. Dolayısıyla buralarda daha fazla testosteron dihidrotestosterona
çevrilmektedir. DHT''''nin testosterona oranı ne kadar büyük olursa saç dökülmesi
de o kadar hızlı olur.

YAŞLANMA

Unutulmamalıdır ki, yukarıda bahsi geçen faktörlerin ikisi birden mevcut olsa
dahi, bu, androgenetik saç dökülmesinin başlaması için yeterli olmamaktadır.
Saçların dökülmeye başlaması için saç köklerinin belli bir süre boyunca
androjenlerin etkilerine maruz kalmaları gerekir. Bu süre kişiden kişiye,
genetik tanımlamaya ve kandaki androjen düzeyine bağlı olarak değişebilir.
Bunun yanında, kişi yaşlandıkça belli orandaki saçı kısalır ve incelir.
Androgenetik saç dökülmesine yatkınlık olsa da, olmasa da, sadece yaşa bağlı
olarak gerçekleşen bu sürece minyatürizasyon denir. Bunun sonucunda
minyatürizasyona uğrayan saçlar dökülür ve işlevsel saç köklerinin sayısında bir

Saç Dökülmesi Tipleri

NORMAL SAÇ DÖKÜLMESİ

Doğal olarak, bütün saçlar yaşam döngülerinin sonunda döküldüklerinden, saç
dökülmesi herkeste bir ölçüye kadar normal sayılabilir. Dinlenme evresinde
saçın, köküyle olan bağlantısı gevşer ve saç soğanı cilt yüzeyine doğru ilerler.
Zaman içinde olağan saç hareketleri, yıkama ve fırçalama vs.''''nin etkisiyle saç
kökü daha da gevşer. Bu sürecin sonunda saç teli düşer. Bu şekilde her gün
50-150 arası saç telinin dökülmesi normaldir. Takip eden günlerde saç kökü,
dökülenin yerini almak üzere yeni bir saç çıkarır.

Her gün kaç saç telinin döküleceği, kişinin toplam terminal saç sayısı,
saçlarının yaşam döngüsünün ortalama süresi, saçlarının maruz kaldığı fiziksel
etkiler (şampuanlama, fırçalama) vs. gibi faktörlere bağlıdır. Kopan ve kırılan
saç telleri de dikkate alınmalıdır, çünkü bunlar görünürde dökülen saç sayısını
artırmaktadırlar. Aslında, döküldüğü sanılan saçların çoğu bazı sebeplerden
ötürü kırılmış olan saç telleridir.

FİZYOLOJİK SAÇ DÖKÜLMESİ

Bu tip saç dökülmesi genellikle geri dönüşümlüdür. Yeni doğan bebeklerin ilk
birkaç gününde görülen ani saç dökülmesi veya hamile bir kadında doğumun hemen
ertesinde görülen yaygın saç dökülmesi fizyolojiktir. Erişkinliğe doğru düz ön
saç çizgisinin kaybolması da fizyolojik saç dökülmesi olarak kabul edilir, fakat
bu saç dökülmesi geri dönüşümlü değildir.

ANDROGENETİK SAÇ DÖKÜLMESİ

Androgenetik saç dökülmesi tüm dünyada erkek ve kadınlarda en sık görülen saç
> dökülmesi tipidir. Androjenik saç dökülmesi veya kellik, ya da erkek tipi saç
dökülmesi olarak da adlandırılır.

Çok eski tarihi belgelerden de anladışıldığı üzere, androgenetik saç dökülmesi
tarih boyunca insanoğlu için bir sorun olagelmiştir. Üstelik evrimsel kanıtlar
androgenetik saç dökülmesinin insan ırkının tarihinden de eski bir sorun
olduğunu ortaya koymaktadır; zira evrimsel olarak insana en yakın canlılar olan
orangutan ve gorillerde de androgenetik saç dökülmesine rastlanmaktadır.

Eski Yunanlı bilim adamları erkek tipi saç dökülmesinin yalnızca ergenlikten
sonra görüldüğünü gözlemlemişlerdir. Yine, ergenlikten önce gerçekleştirilen
kısırlaştırmanın kelliği önlediğini, ergenlikten sonra yapılan kısırlaştırmanın
ise saç dökülmesini durduramadığını tespit etmişlerdir. Bunun nedeni saç
köklerinin bir kez dahi olsa androjenlere maruz kaldıktan sonra androjene karşı
duyarlı hale gelmeleridir, ki bundan sonra androgenetik saç dökülmesini
engellemek mümkün olmamaktadır.

Uzun yıllar boyunca androgenetik saç dökülmesinin cinsel gelişimle bağlantılı,
ırsi bir sistemik hastalık olduğu düşünülmüştür. Ne var ki tıbbın bu inanışı yüzyıllar önce Eski Yunanlı bilim adamları tarafından yapılan, ergenliğe
ulaşan herkesin, aile hikayesi ne olursa olsun kel kalabileceği şeklindeki
tespitleriyle çelişmekteydi. Nihayet günümüzde, genetik bilimindeki gelişmeler
ve erkeklik hormonların kimyası hakkındaki bilgilerin artması sayesinde
androgenetik saç dökülmesinin temelinde erkeklik hormonlarının genetik olarak
hassas kişiler üzerinde yaptığı etkilerin olduğu çok net olarak bilinmektedir.

Erkek tipi saç dökülmesi" olarak adlandırılsa da, androgenetik saç dökülmesi
kadınları da etkileyebilir ve bu, kadınlarda da en sık görülen saç dökülmesi tipidir.

ALOPESİ AREATA

Saç kıran olarak da bilinen alopesi areata en çok her iki cinsten genç ve orta
yaşlı erişkinlerde görülür. Çoğu vaka kendiliğinden iyileşir; yani gelip
geçicidir ve özel bir tedavi gerektirmez. Bu hastalığın nedeni tam olarak
bilinmese de, bu saç dökülmesinden, yalnızca saçları etkileyen bir otoimmün
süreç sorumlu tutulmaktadır. Hastalarda genellikle madeni para büyüklüğünde,
yani 2.5 santimetre çapında bir veya daha fazla dairesel alanda saç dökülmesi
görülür.

KİŞİYE BAĞLI SAÇ DÖKÜLMESİ

Bilinçli veya bilinçsiz olarak, kişinin kendi saçına verdiği zarar bazen saç dökülmesine neden olabilir.

Bu saç dökülmesi iki şekilde gerçekleşebilir:

Trikotillomani:
Bu tip saç dökülmesi daha çok çocukluk çağında görülür. Kız
çocuklarda, erkek çocuklara göre daha yaygındır. Trikotillomani takıntı halinde,
sürekli saçlarıyla oynayan veya saçlarını çekiştiren kişilerde görülür. Bu da bu
rahatsızlığın psikolojik bir temeli olduğunu göstermektedir.

Traksiyon kelliği:
Bu tip saç dökülmesine, bazı saç modellerinin veya saça tespit edilen saç sistemlerinin saç tellerine uyguladığı sürekli çekme ve germe kuvvetleri neden olmaktadır.

ANAjEN EFLUViUM
Anajen Effluvium radyasyona veya bazı kimyasal maddelere maruziyet sonrası
meydana gelen ani saç dökülmesine verilen addır.

Bu tip saç dökülmesi en çok kanser hastalarına uygulanan kemoterapi veya
radyoterapilerden sonra görülmektedir. Bu vakalarda saç kökleri dinlenme
evrelerini atlar ve maruziyeti takiben 1-3 hafta içinde ani saç dökülmesi
meydana gelir.

Kemoterapinin neden olduğu Anajen Effluvium çoğunlukla geri dönüşümlüdür, oysa
sebebin radyoterapi olduğu saç dökülmesi vakalarında geri dönüşüm hemen hemen
imkansızdır.

TELOjEN EFLUViUM

Bu tip saç dökülmesi, bazı stres olaylarını takiben meydana gelir. Ani ve
şiddetli stres dökülen saçların sayısında artışa neden olmaktadır.

Saç dökülmesine neden olan stresin kaynağı doğum yapmak, hamileliği sona erdirmek, doğum kontrol hapları kullanmaya başlamak veya son vermek, menopoz öncesi dönem, diyet.

ilaçları, bazı duygusal sorunlar vs. olabilir. Bu olaylar saçın dinlenme evresinde geçirdiği süreyi kısaltır ve bu evreyi takiben çok sayıda saç dökülür.

YARA NEDENLİ SAÇ DÖKÜLMESİ

Bir deri bölgesinde hasara neden olan fiziksel veya kimyasal travmalar saç
köklerinin iltihaplanmasına bağlı olarak o bölgedeki saçların da dökülmesine
neden olur. Saç köklerine hasar veren bazı hastalıklar da mevcuttur. Bunlar
yıkıcı deri tümörleri, granülomlar, sistemik lupus eritematosus, skleroderma,
kıl kökü liken planusu, saç kökünün ciddi bakteriyel, viral ve mantar
enfeksiyonları (folikülit) gibi hastalıklardır.

Kadınlarda Saç Dökülmesi

Kadınlarda saç dökülmesi tahmin edildiğinden daha yaygın bir problemdir.
Eskiden beri "kellik"in erkeklere mahsus bir özellik olarak kabul edilmesinden olsa gerek, kadınlardaki saç dökülmesi çoğunlukla görmezden gelinmiş ve toplum tarafından önemsenmeyen bir mesele olarak ihmal edilmiştir. Kadınlardaki saç dökülmesi artık tamamen tıbbi ve estetik bir problem olarak kabul edilmektedir. Günümüzde bir çok kadın saç dökülmesi gerçeğinin farkına varmış ve kaybedilen saçı yerine getirecek tedavi ve müdahalelere başvurarak, bu sorunu gidermeye yönelik bir şeyler yapmaya başlamıştır. Genellikle kadınlar, erkek veya kadın akrabalarında saç dökülmesi öyküsü bulunsa dahi, kendi saçlarının döküleceğini tahmin etmezler. Kadınlar ayrıca sosyal beklentilerinin karşılanabilmesi için saçlarının yerinde olması gerektiğine inanmaktadırlar. Saçların seyrelmesi, ancak kadınlar çok yaşlandığı zaman kabul edilebilir bir durumdur. Saç dökülmesi kadınlar arasında oldukça yaygın olduğundan, eğer şu
söyleyeceklerimizi yaşıyorsanız yalnız sayılmazsınız.

1. Saçınızın döküldüğünü fark ediyor, mutsuz ve şaşırıyorsanız,
2. Saçınızın neden döküldüğünü anlamıyorsanız.
Farkında olmanız gereken en önemli şey, bir saç nakli uzmanının neler
yapabileceği, yani kadınlardaki saç dökülmelerinin çoğunun başarıyla tedavi
edilebildiğidir.

ANDROGENETİK ALOPESİ

Kadınlarda en sık görülen saç dökülmesi tipi, kadın tipi alopesi ya da kadın
tipi kellik olarak bilinen androgenetik alopesidir. Kadın tipi kellik genellikle
otuzlu yaşlarda başlar, kırklı yaşlarda belirgin hal alır ve hatta menopozdan
sonra iyice fark edilir hale gelir. Bu kellik tipi genellikle başın üzerindeki
ve iki yanındaki saçlarda seyrelme şeklinde kendini gösterir. Bu problem saç
dökülmesine yatkın olan kadınların yaklaşık üçte birini etkiler, fakat ergenlik
döneminde bile başlayabilmesine rağmen çoğunluk itibarıyla menopozdan sonra
görülmektedir. Ergenliğin erken dönemlerinde başlayan saç dökülmesi eğer tedavi
edilmezse çok ileri safhalara gidebilir.
Normalde günde yaklaşık 100-125 adet saçımız dökülmektedir. Bunların yerine
yenilerinin çıkması şanslı bir durumdur. Gerçek bir saç dökülmesinden
bahsedebilmek için ya bu dökülen saçların yerine yenilerinin çıkmaması, yada
günlük dökülen saç sayısının 125''''i aşması gerekmektedir.

İster erkekte ister kadında olsun, saç dökülmesi kısmen genetik ve kısmen de
hormonal nedenlere bağlıdır. Genetik saç dökülmesi kişiye hem anne hem de baba
tarafından aktarılabilir.
Erkelerdeki gibi kadınlarda da saç dökülmesinin en muhtemel nedeni, androjen
hormonların (erkeklik hormonları) etkilerine karşı kafa derisindeki saç
foliküllerinde kalıtsal bir duyarlılık bulunması diye tanımlanabilen
androgenetik alopesidir. Fakat bu nedenden ötürü saçları dökülen kadınlarda
genellikle erkeklerde görüldüğü gibi gerçek bir kellik ortaya çıkmaz; örneğin
erkek-tipi androgenetik alopeside sıkça karşılaşılan "cue-ball" (bilardo-topu) görünümlü kelliğin kadınlarda ortaya çıkması nadirdir.
Kadında androgenetik alopesi farklı görünümlerde ortaya çıkabilmektedir. Bu tip
saç dökülmelerinde genel olarak üç tarz dökülme söz konusudur:
Derece 1: Sıklıkla arka tarafa doğru daha belirgin olmak üzere, tüm kafa
derisi üzerindeki saçlarda yaygın seyrelme.
Derece 2: Kafa derisinin ön tarafında daha belirgin olmak üzere tüm alanlarda yaygın seyrelme vardır, fakat frontal/öndeki saç hattı çoğunlukla korunur.
Derece 3: Tüm kafa derisinde saçların seyrelmesiyle seyreden erkek-tipi
alopesi. Bu evrede seyrelme kafa derisinin ön tarafında daha belirgindir ve
bazen frontal hat da tamamen yada kısmen etkilenebilir. Fakat tam bir erkek-tipi
"bilardo-topu" görünümlü kelliğe kadınlarda rastlamak çok zordur.

Kadın Tipi Kellikte Ludwig Sınıflaması

Saçları incelen veya seyrelen bir kadın iseniz, yapmanız gereken ilk şey bu
durumun saç tedavisinde uzman bir doktor tarafından doğru şekilde teşhis
edilmesini sağlamaktır. Tanı konulduktan sonra doktorunuz size gerekli olan bir
ilaçlı tedavi yada cerrahi tedavi önerecektir.

Saç dökülmesinin nedenleri

Cerrahi müdahaleler, şiddetli hastalıklar ve duygusal stres saç dökülmesine
neden olabilmektedir. Basitçe izah edersek bu tür stresli dönemlerde vücut,
elindeki enerjiyi yaşamsal vücut dokularının onarımında kullanabilmek için saç
üretimine ara vermektedir. Bazı durumlarda, bahsettiğimiz hastalık ile saç
dökülmesinin başlangıcı arasında belirli bir gecikme olmaktadır. Ayrıca saçların
fark edilebilir bir oranda yeniden çıkmasında da böyle uzun bir gecikme söz
konusu olabilir. Saç dökülme ve yenilenme döngüsü toplam 6 ay sürebilmektedir ve
araya bu tür fiziksel yada duygusal streslerin girmesi halinde bu süre daha da
uzayabilir. Varlığı fark edilmeyen fakat saç dökülmesine neden olabilen bazı
hastalıklar mevcuttur. Bu hastalıklar arasında anemi yani kan sayısının düşük
olması ve tiroid anormallikleri sayılabilir. Bu hastalıkların her ikisini de
basit ve ucuz kan testleri ile tespit etmek mümkündür.
Bazı majör hormonal değişiklikler sırasında kadınlarda belirgin saç dökülmesi
ortaya çıkabilir. Fakat çoğu zaman bu sorun çok ciddi boyutlara ulaşmaz.
Hamilelikten sonra hormonlarda ortaya çıkan değişikliklerin yanı sıra doğum
kontrol haplarına ara verilmesi, menopoz ve adet dönemleri gibi çeşitli nedenler
bu tür saç dökülmelerine yol açabilmektedirler. Ama bu durum çoğunlukla
geçicidir. Bu kadınların büyük kısmı saçlarının 1 yıl içinde eskisi gibi gür
çıkmaya başladığını fark eder.

TELOGEN EFFLUVİUM''UN EN ÇOK KARŞILAŞILAN NEDENLERİ ŞUNLARDIR

Tiroid anormallikleri.
İlaçlar: Yüksek doz A-Vitamini, kan basıncını düzenleyen ilaçlar, Gut ilaçları
Diyete Bağlı Dökülmeler
Diyete bağlı olarak da saç dökülmesi görülebilir. Hekimlerin idaresi altında ve
onların belirlediği gıdalar tüketilerek uygulanan özellikli diyet programları,
diyet destek besinleri ve vitamin tüketilmesi giderek popülerlik kazanmaktadır.
Bazen vitaminler diyete bağlı saç dökülmesinin önlenmesi için uygulanan
programın bir parçası olarak kullanılabilirler. Fakat vitaminler hızlı ve
belirgin kilo kaybından kaynaklanan saç dökülmelerini engelleyemez. Ayrıca
destek besinlerin bir çoğunda saç dökülmesinin şiddetini artırabilecek bir
vitamin olan A vitamininden yüksek miktarda bulunmaktadır.

FİZİKSEL STRES VE DUYGUSAL STRES

(cerrahi müdahaleler, hastalıklar, anemi, ani kilo kaybı, zihinsel hastalıklar,
aile üyelerinin kaybı)
Cerrahi müdahaleler, şiddetli hastalıklar ve duygusal stres kişide saç
dökülmesine neden olabilir. Basitçe izah edersek bu tür stres dönemlerde vücut,
hayatın devamı için zaruri olmayan saç gelişimine ara vererek, buradan sağladığı
enerjiyi yaşamsal vücut dokularının onarımında kullanmaktadır. Çoğu zaman bu tür
stres durumları ile saç dökülmesinin başlangıcı arasında 3 aylık bir gecikme
dönemi vardır. Ayrıca saçların fark edilebilir bir oranda yeniden çıkması için
de yine 3 aylık bir gecikme dönemi söz konusu olabilir. Dolayısıyla böylesi
stres faktörlerinin varlığında saç dökülme ve yenilenme döngüsü 6 ay veya daha
uzun sürmektedir. Varlığı fark edilmeyen fakat saç dökülmesine katkıda bulunan
bazı hastalıklar bilinmektedir. Anemi yani kan sayısının düşük olması ve tiroid
anormallikleri bu tür hastalıklardandır ve her ikisini de basit ve ucuz kan
testleri ile tespit etmek mümkündür.

HORMONAL NEDENLER

(hamilelik, doğum kontrol hapları, menopoz)
Hormonal değişiklikler kadınlardaki saç dökülmesinin sık görülen
nedenlerindendir. Çoğu kadın hamilelikten veya doğum kontrol haplarını
kullanmayı bıraktıktan sonra saçlarının dökülebileceğinin farkında değildir.
Hormonal değişiklikten sonra saç dökülmesinin üç ay gecikebileceği, hormonal
durum düzeldikten sonra ise saçların tekrar gelişmesi için yine üç ay gecikme
olabileceği unutulmamalıdır.
Telogen effluviumun yukarıda sayılan nedenleri ortadan kaldırılırsa,
saçlarınızın yine normal gelişimlerini kazandığını görebilirsiniz.

KADINLARDA SAÇ DÖKÜLMESİNİN DİĞER NEDENLERİ

Kadınlarda saç dökülmesi androgenetik alopesi dışında başka bazı nedenlerden
kaynaklanabilir, bunlar erkeklerde daha nadirdir.
Trikotillomani - Saç yolma takıntısı: Saç yolma takıntısı olan kimseler belirli
bölgelerdeki saçları yolma eğiliminde oldukları için, trikotillomaniye bağlı saç
dökülmeleri tipik olarak yamalar halinde görülür. Bu sebepten kaynaklanan saç
dökülmelerinin etkili şekilde tedavi edilebilmesi için, öncelikle
trikotillomaniyi doğuran psikolojik ve duygusal nedenler tedavi edilmelidir.
Alopesi Areata - Yamalar halinde saç kaybına neden olan ve otoimmün (savunma
sistemi hastalığı) bir bozukluğa bağlı olduğu düşünülen bir saç dökülmesi
tipidir. Saçlarda tamamen seyrelmeye neden olabileceği gibi, geri kalan saçların
"ada" görüntüsü verdiği yaygın bölgesel kelliklere de neden olabilir. Tanı konulabilmesi için hekim muayenesi gerekir.

Triangular (Üçgensi) Alopesi
Temporal bölgelerdeki (alnın iki yanındaki üçgensi bölge) saç kayıpları bazen çocukluk döneminde başlar. Saç kaybı tam olabileceği gibi, geride birkaç adet ince ve cansız saç da kalabilir. Trianguler alopesinin nedeni bilinmemektedir, fakat ilaçla yada cerrahi müdahale ile tedavi edilebilir.

Yara sebepli saç dökülmesi
Kafa derisinde oluşan yaralara bağlı dökülmedir. Genellikle kafa derisinin üst kısımlarını etkiler ve kadınlarda daha sık rastlanır. Afrika kökenli Amerikan kadınlarında sık görülür ve saçların sıkıca örülmesine yada tokalanmasına bağlı olduğu düşünülmektedir. Bu tarz saç dökülmesinin bir şekli de menopoz sonrasındaki kadınlarda görülmektedir ve saç foliküllerinin enflamasyonundan ve bunun sonucunda ortaya çıkan yara dokusundan kaynaklanmaktadır.

Telogen effluvium
Saçların büyük kısmının "dökülme-dinlenme" fazına girmesinden kaynaklanan ve sık görülen bir saç dökülme türüdür. Esas olarak saç telleri foliküllere gevşek tutunan ve bu nedenle asılmayla yada taramayla kolayca çıkıveren ve açık renk saçlara sahip kimselerde görülen gevşek-anagen sendromundan kaynaklanmaktadır. Bu hastalık daha çocukken başlayabilir ve hasta

Saç Ektirme Nedir

Saç nakli, saçin basin arka bölgesinden alinip saç kaybi olan bölgeye nakledilmesi operasyonudur.
Donor dominant (baskin verici) olarak adlandirilan basin yan ve arka bölgelerindeki saçlar hayat boyu uzamaya devam eder ve dökülmezler. Bu saçlarin saçsiz bölgeye nakledilmesi uzama veya dökülmeme yeteneklerini degistirmez. Diger bir tanimlama ile saç köklerinin dökülmesi veya dökülmemesi bulundugu yerin özelligine bagli degil tamamen kendi genetik özelligine baglidir. Donor dominansi veya baskin vericilik, saç naklindeki basariyi saglayan bilimsel temeldir.

Saç nakli cerrahisine uygun adaylar, basinin yan ve arka bölgelerinde yeterli miktarda saç olan kisilerdir. Modern tekniklerin saç nakli cerrahisini gelistirmesi ile birçok erkek geçmiste saç nakli cerrahisine uygun aday degilken bugün uygun aday haline gelmistir. Geçtigimiz on yil içinde saç nakli cerrahisi önemli gelismeler kaydetmistir. Büyük graftlarin kullanimi ile olusturulan dogal olmayan görüntüler yerlerini, küçük boyuttaki graftlarin kullanimi ile dogal görünümlere birakti.

Degisebilen ölçülerdeki graftlar ile birlikte gelisen yeni aletlerin kullanimi, saç nakli uzmanlarina her kisiye uygun dogal saç görünümünü gerçeklestirme olanagini sagladi. Tek saç içeren graftlar en iyi ve en yumusak görünüme sahiptir. Çok fazla yogunluk saglamamalarina ragmen inceden kalina dogru bir geçis saglarlar. Saçi dökülmemis bir kisinin saçi incelenirse alnin en ön kisminda çok sayida tek saç görülür. Mikrograftlar 2-3 saç içeren küçük graftlardir ve saç çizgisinin arkasina yerlestirilerek yogunlugu yavasça arttirirlar. Minigraftlar 4 ya da daha fazla saç içerirler ve saç çizgisinin arkasina yerlestirilerek saç çizgisine yerlestirilen mikrograftlardan daha büyük graft olan minigraftlara dogru dogal bir yogunlasma elde edilir.

Biofibre Bio uyumlu Saç

(Biofibre, diğer saç ekim yöntemlerinin uygulanamadığı hastalara alternatif bir yöntemdir).

Biyolojik olarak cilde uyumlu ve laboratuvar ortamında üretilmiş, biofibre olarak adlandırılan saç telleri kafa derisine ekilerek saçsızlık sorununu ortadan kaldırılabilmektedir. Bu yöntemden saçı olmayan veya az olan ve daha gür görünmesini isteyen uygun hastaların yararlanması mümkündür. Biofiberler , kişilerin saçlı derisine basit ve kısa süreli bir işlem ile seanslar halinde ekilmektedir.

NASIL UYGULANIYOR?

Uygulamada öncelikle kişinin saç rengine uygun saç telleri tesbit ediliyor. Kişiye küçük bir test uygulaması yapılarak 14-30 gün bekleniyor. Kişinin biofiberlere uyumu gözlendikten sonra uygulama günü belirlenerek steril ve tıbbi koşullar altında hazırlanmış saç fiberleri 500-800 adet olarak seanslar halinde uzman doktorlar tarafından saçsız alanlara ekiliyor. Böylece biofiber ekimi sayesinde kısa sürede, kişi saçlı ve estetik bir görüntüye kavuşturulabiliyor.

BAŞARI ORANI NEDİR?

Biofiber sisteminin başarısını gösteren birçok araştırma bulunuyor. Bir araştırma sonucuna göre; 196 kişiye biofiber uygulaması yapılmış ve bu hastalar iki yıl süreyle takip edilmiş. Bu süre içinde kişilerin yüzde 86 ‘sında hiçbir sorun gözlenmemiş. Uygulama yapılan kişilerin yüzde 11‘inde hafif bir enfeksiyona rastlanmış, yüzde 1.53 ‘ünde ekim hatası nedeniyle biofiberlerde kıvrılmaya rastlanmış ve çıkarılmış. Ekim yapılan kişilerin yüzde 1.02 ‘sinde ise reaksiyon geliştiği için biofiberler çıkarılmış.

BİOFİBER İMPLANT SİSTEMİ''NİN ÖZELLİKLERİ

Bu sistem eğitimli uzman hekimler tarafından uygulanan tıbbi bir yöntemdir. Yöntem hakkındaki deyatlı bilgilendirme hekim tarafından yapılmaktadır. Kesinlikle takıp çıkarılan veya kafaya yapıştırılan bir peruk sistemi değildir. Her saç fiberi cilde tek tek ekildiği için görünüm olarak kişinin kendi saçından ayırt edilememektedir.
Biofiber İmplant Sistemi sadece dökülme sonucu saçsız kalan alanlara değil, yaralanma ve yanık nedeniyle saçsız kalan alanlara da uygulanabiliyor. Biofiber İmplant Sistemi 13 standart renkte bulunuyor. Doğal saç gibi yıkanıp kurutulan biofiber tercihe göre düz dalgalı ve kıvırcık olarak imal edilebiliyor.
Biofiber implant sistemi kullanan hastaların sağlıklı ve uzun süreli bir estetik sonuç için hekimlerin işlem öncesi ve sonrasındaki önerilerine sıkıca uymaları ve düzenli kontrollere gelmeleri çok önemlidir.

Saç Ekimi

Foliküler Ünite Transplantasyonu:
Bu yöntem özetle ensenin üzerindeki bölgeden uzun elips şeklinde bir saçlı derinin çıkartılarak bu deri şeridindeki kıl köklerinin bir ila üçlü gruplara bölünüp, saçsız alanlara nakledilmesidir. Operasyon lokal anestezi altında yaklaşık 4-5 saate yapılmakta ve hastalar tarafından rahatlıkla tolare edilebilmektedir. işlem tamamlandıktan hemen sonra hasta evine dönebilir, 24 saat boyunca sac yıkanmaz ve bu süre sonunda ekim yapılan bölge ve diğer saçlı bölgeler özel bir solüsyonla kliniğimizde yıkanıp işleminiz tamamlanır. Nakledilen saçlar bir süre sonra dökülürler ve yeniden çıkmaya başlamaları 2,5 -3 ay gibi bir süre almaktadır. Saç ekimi ile ilgili ayrıntılı bilgileri yazının devamında bulabilirsiniz.

Saç Kaybı genetik, hormonal değişiklikler ve yaşlılık nedeniyle oluşan, hem kadınlarda hem de erkeklerde fiziksel ve buna bağlı olarak da psikolojik sorunlara sebep olan bir durumdur. Saç kaybı aynı zamanda çeşitli dermatolojik hastalıklar, yanıklar ve travmatik sebeplerle de gerçekleşebilir.

Erkek tipi saç dökülmesi her toplumda oldukça sık görülen bir durum olmasına rağmen pek çok erkek ve kadın için önemli bir sorundur. Bu insanlar saçlarının dökülmesini önlemek, dökülen saçların yeniden çıkmasını sağlamak veya saç dökülmesinin sebep olduğu görüntüyü ortadan kaldırmak için bir çok yola başvurmaktadırlar.

Saç kökleri uzun bir gelişme dönemi ve bunun ardından gelen kısa bir dinlenme periyodundan oluşan bir döngü içindedirler. Dinlenme döneminde saç teli köke bağlıdır ancak büyüme olmaz. Dinlenme dönemi sonunda ise saç teli düşer ve saç kökünden yeni bir tel gelişmeye başlar. Yaş ilerledikçe dinlenme döneminin süresi uzamaya başlar. Normalde gelişme dönemi (anajenfaz) 3-5 yıl kadar sürerken b unu takip eden dinlenme dönemi (telojenfaz) 1-2 haftalık geçiş dönemini (katajenfaz) takiben başlar ve 3-4 ay sürer.

Erkeklerde genellikle tepe ve alın kısmında saç kökü kaybı nedeniyle saçlarda seyreklik veya belirgin saçsızlık görülürken, ense bölgesinde iki kulak arasında kalan bölgede saç dökülmesi olmamaktadır. Bunun nedeni iki farklı saç kökünün bulunmasıdır. Alın ve tepe bölgesindeki birinci tip saç kökleri testesteron hormonuna duyarlıdır. Ve bu hormon etkisiyle saç kökleri zarar görmekte dolayısıyla saçlar dökülmektedir. İkinci tip saç kökleri ise testosteron homonuna duyarlı değildir. Ve bu sebeple dökülmezler. İşte saç ekimi işlemi; kafanın arka kısmında bulunan hormona duyarlı olmayan saç köklerinin alınarak, alın ve tepe bölgesindeki saçsız alanlara ekilmesidir. Bu şekilde ekilen saç kökleri hormona duyarlı olmadıklarından bir daha dökülmezler.

Estetik ve plastik cerrahideki son yıllardaki en önemli gelişmelerden biri de mini ve mikrogreft transplantasyonu ile saç restorasyonudur. Bu teknik ile diğer yöntemlere göre çok daha doğal ve başarılı sonuçlar elde edilebilmektedir. Bu yöntem ensenin üzerindeki bölgeden uzun elips şeklinde bir saçlı derinin çıkartılarak bu deri şeridindeki kıl köklerinin bir ila üçlü gruplara bölünmesi ve restore edilmesi istenen bölgeye teker teker nakledilmesi şeklinde özetlenebilir.

Operasyon lokal anestezi altında yapılmakta ve hastalar tarafından rahatlıkla tolere edilebilmektedir. Operasyon başlamadan önce saç ekiminin yapılacağı bölgeler işaretlenir. Bu çizimler yapılırken saç ekilecek bölgenin naturel saç çizgilerine uygun olması suni bir görünüm oluşturmaması bakımından çok önemlidir. Kafanın arkasında saçlı derinin alınacağı bölge hazırlanıp enjeksiyonlarla uyuşturulduktan sonra uzun elips şeklinde bir saçlı deri parçası çıkartılır. Bu şeridin uzunluğu ortalama 8-10 cm eni ise 1 cm dir. Saçlı deri alındıktan sonra bu bölge estetik bir dikiş yöntemi ile kapatılır. Oluşacak kesi izi saçların içinde kaldığından hiç bir zaman görünür olmayacaktır. çıkartılan saçlı deri 2-3 kişilik bir ekip tarafından bistüri ile 1li, 2li, 3lü kıl kökü ihtiva eden küçük gruplara ayrılır. Bu işlem çok incelikli ve çabuk yapılması gereken bir işlemdir. Saçlar bölünürken kıl köklerine hasar vermemek gerekmektedir. Kıl köklerine hasar vermemek gerekmektedir. Kıl köklerinin kısa bir süre içinde bölünerek saçsız bölgeye nakledilmesi işlemin başarısı açısından önemli bir diğer faktördür. Bu nedenle saç ekimininde birkaç kişilik bir cerrahi ekiple çalışılmaktadır. Saçlar küçük gruplar halinde bölündükten sonra saçsız bölgeye ekme işlemine geçilir. Bu bölge lokal anestezilerle uyuşturulduktan sonra özel bir ataçman (admix-chesel)ile çok sayıda delik açılır. Hazırlanmış olan greftler (kıl kökleri) bu deliklerin içine tek tek yerleştirilir.

Daha naturel bir görünüm oluşturmak için ön kısımlara tek kıl kökü ihtiva eden greftler, daha gerideki bölgelere ise 2li ve 3lü kıl kökleri ihtiva eden greftler yerleştirilir.

İşlem tamamlandıktan hemen sonra hasta evine dönebilir. 24 saat boyunca sac yıkanmaz. Bu süre sonunda ekim yapılan bölge ve diğer saçlı bölgeler özel bir solüsyonla kliniğimizde yıkanır ve bu işlem hergün tekrar edilir.Saç ekim işlemi günlük aktiviteyi kısıtlamayan bir işlemdir.Saç ekim işleminde mevcut saçlar kesilmemektedir. Hasta ekim yapılan bölgeye temas etmeyecek bol bir şapka takarak işine dönebilmektedir.Uygulamadan 48 saat sonra alın ve göz üstlerinde şişlik ve morluklar oluşabilmekle birlikte bu durum birkaç gün içinde kaybolmaktadır. Nakledilen saçlar bir süre sonra dökülürler ve yeniden çıkmaya başlamaları 2,5 -3 ay gibi bir süre almaktadır.

Mini mikrogreft transplantasyonunda elde edilecek sonuçlar cerrahi faktörlere bağlı olduğu gibi hastanın mevcut saç durumu ile de çok ilgilidir. Ensenin üzerindeki bölgeden alınan kıl kökü sayısı kişinin bu bölgedeki saçlarının sıklığına bağlı olarak 2500 ila 5000 arasında değişiklik gösterir. Bu saçlar bir ila üçlü gruplar halinde 1500-2000 grefte ayrılarak nakledilmektedir. Verici bölgedeki saçların sıklığı önemli bir faktör olmakla birlikte daha önemli bir faktör kişinin ön kısımdaki açıklığının derecesidir. Açık alanı az olan kişilerde bu kıl kökleri daha sık yerleştirilebilmekte ve daha başarılı sonuçlar alınabilmektedir. Açık alanı fazla olanlarda 8 ay – 1 yıl gibi bir süre sonra tekrar saç ekimi yapılarak daha sık bir görünüm elde edilebilir.

Arka kısımlarda geniş açıklığı olan kişilerde uygulanabilen bir diğer yöntem ise arka kısımlardaki saçsız derinin bir kısmının elips yada mercedes şeklinde deri çıkartmaları ile küçültülmesidir (scalp reduction) bu işlem saç ekiminden birkaç ay önce yapılan bir operasyondur ve uygun hastalarda çok yararlı sonuçlar vermektedir.

Saçsız alanın açıklığı azaltıldığından yapılacak saç ekimlerinde daha sık ve başarılı sonuçlar elde edilebilmektedir. Saç ekiminden yaklaşık 3 ay sonra çıkmaya başlayan saçlar orjinal yerlerindeki büyüme hızıyla yani yarlerinde uzamaya başlarlar. Bu saçların genetik kodları ve özellikleri farklı olduğundan bunlarda dökülme meydana gelmemektedir. Ancak saç ekiminde nakledilebilecek kıl kökü sayısının sınırlı olması nedeniyle görüntüde saçsız alan kapatılmakla birlikte hiç bir zaman çok sık bir saç oluşmayacağı bilinmelidir. Saç ekimi tüm pratikliğine rağmen bir cerrahi müdahale olması nedeniyle gerekli tıbbi şartların sağlandığı ortamlarda konusunda uzman doktorlar tarafından yapılması gereken bir işlemdir.